Skip to main content
Image
Haber yatay görseli
Share

Çiçek Kız’ın Hikayesi

2010 yılında yaşadığı ‘cinsel istismar’ olayıyla hayatı kabusa dönene kadar Çiçek, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında benzer hikayeleri olan kadınların varlığından haberdar değildi. Antalya’nın Kaş ilçesinde yaşayan dar gelirli bir ailenin iki kızından biriydi. 14 yaşındaydı ve okulunda sevilen, başarılı bir öğrenciydi.

2010 yılında yaşadığı ‘cinsel istismar’ olayıyla hayatı kabusa dönene kadar Çiçek, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında benzer hikayeleri olan kadınların varlığından haberdar değildi. Antalya’nın Kaş ilçesinde yaşayan dar gelirli bir ailenin iki kızından biriydi. 14 yaşındaydı ve okulunda sevilen, başarılı bir öğrenciydi.

Her şey bir gün erkek arkadaşının onun çıplak fotoğrafını çekmek istemesiyle başladı. Başka bir şehirde öğrenim gören erkek arkadaşı, uzaktayken onu özleyeceğini söyleyerek fotoğrafını çekmişti. Sonra fotoğraf başka kişilerin cep telefonuna ve bilgisayarına yollandı. Fotoğrafı ele geçirenlerden biri, ailesine göstereceğini söyleyerek onu defalarca cinsel ilişkiye girmeye zorladı. İlişki sırasında videoları çekildi. Ardından videonun internette yayınlanacağı tehditleri geldi. Çiçek ‘erkek şiddetiyle’ böyle tanıştı.

Ailesinin olaydan haberdar olacağı endişesiyle bir süre bu şantajlara boyun eğdi ve ne istiyorlarsa yaptı. Olaya şahit olan bir kişinin vicdanlı bir polis memuruna her şeyi anlatmasıyla süreç yargıya taşınmış oldu. Jandarma ve polis olaylara karıştığından şüphelendiği herkesin ifadesini aldı. Savcı ‘facebook’ mesajlarındaki tehdit dolu yazışmalar da dahil olmak üzere tüm delilleri toplayarak ayrıntılı bir dosya hazırladı. Sanıklar ifadeleri alındıktan sonra evlerine döneceklerini düşünürlerken tutuklandılar. Dava Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi’ne, sanıklar da Elmalı Cezaevi’ne gönderildi. Kaş’ta fotoğraf ve videoların çoğaltılıp yaygınlaştırılması konusunda iki ayrı dava daha açıldı.

Çiçek’in anne ve babası yaşanılanları öğrendikten sonra kızlarına destek olmaya karar verdiler. Suçluların hak ettiği cezayı alabilmesi için, Kaş’ta yaşayan ve bu konulara duyarlı olan insanlar aileyle dayanışma içerisinde eğitim, sağlık ve hukuk konularında çalışmaya başladılar. Fethiye’de görüştüğümüz avukat dosyayı inceledi ve davayı yürütmeyi üstlendi. Ardından Çiçek’in okuluyla iletişim kuruldu. Okuldaki öğretmenleri, eğitim hayatına aynı yerde devam etmekte zorlanacağı düşüncesiyle, kaydını başka bir yere almasını önermişlerdi Çiçek’e. Oysa sınav kazanarak girdiği okulundan memnundu o, değiştirmek istemedi. Derslerine daha sıkı sarılıp başarılı oldukça, ona bu kötülüğü yapanlara, suç işleyenleri değil kendisini suçlu gibi görenlere bir yanıt veriyordu. Antalya’da gönüllü doktorların görev yaptığı özel bir terapi merkezine giderek yaşadığı travmanın onda bıraktığı izleri onarmaya çalıştı.

Dört sanıktan ikisinin tutuklu olarak yargılandığı süreçte mahkeme heyeti son derece titiz bir çalışma sergiledi. Ayda bir duruşma yapılarak dava 1,5 yılı aşkın bir sürede değerlendirildi ve karar duruşmasına gelindi. Olaya bizzat karışmayan ama destek veren iki sanık beraat ederken iki sanık da 36’şar yıl ceza aldı. Kadınların yaşadığı tacizi her türlü engellemeye karşın yargıya taşıyabilmiş olmasının bile neredeyse mucize sayıldığı bir ülkede, tecavüzcülerin değil mağdur olan kadınların yargılandığı bir adalet sisteminde, bu gerçekten inanılmaz bir sonuç.

Bu sonuç bize ‘erkek adalet değil gerçek adalet’in uygulanması için gösterilen çabanın kimi zaman boşa gitmediğini ve suçluların ceza alabildiğini gösterdi. Kuşkusuz varılan bu noktada en büyük pay ailenin. Kızlarına inanıp onun arkasında durarak sürecin yolunda gitmesine en büyük katkıyı onlar verdi. Savcı, hakim ve mahkeme heyeti gerçekten tarafsız davranarak, tecavüzcü avukatlarının her şeyin ‘iffetsiz’ kızın rızasıyla olduğunu öne süren ve bazen güldürecek boyuta varan savunmalarını sabırla dinledi. Avukatımız ve psikolojik destek veren danışmanlarımız büyük bir özveriyle çalıştılar, her aşamada bize yol gösterdiler. Biz de, duruşmalara giderek ve hayatın her alanında ona destek olmaya uğraşarak Çiçek’i hiç yalnız bırakmadık. Tek tek fısıltı halinde olan seslerimizi birleştirince ne kadar gür bir çığlığa dönüştüğünü gördük.

Fethiye ve N.Ç. davaları vicdanımızı ve adalet duygumuzu zedelemişti. Elmalı’daki yargı süreci ve Kaş’ta açılan iki dava devam ediyor. Her yıl adalet mekanizmaları işletilmeden üstü kapatılan, mağdur kadının yaşadığı yerden uzaklaştırılması ya da tecavüzcüsüyle evlendirilmesiyle sonlanan onlarca vakanın yaşandığı Kaş’ta, süreç ve sonuç itibariyle bir ilk gerçekleşti. Bunun diğer şiddet mağduru kadınlara örnek ve umut olacağını düşünüyoruz. Gücümüz yettiğince sözümüzü söylemeye devam edeceğiz.

Çiçek’e destek olanlar adına,

Oya Berk

Share
İlgili Eğitim