17 Nisan tüm dünyada Filistinli esirlerle dayanışma günü olarak idrak edilmektedir ve bugün sayıları 5 binden fazla olan Filistinli mahkum İsrail hapishanelerinde tutulmaktadır. Coğrafyamızın kanayan bir yarası olan Filistin’de yaşanan bir çok mağduriyetin yanı sıra mahkumlar meselesi de yıllardır uluslararası toplumun çözüme kavuşturamadığı bir konu olarak önümüzde durmaktadır. Sayıları 5 binden fazla olan mahkumların hukuki statülerine ilişkin belirsizlik halen devam etmektedir. Kendi topraklarında yabancı güçler tarafından tutuklanan kişiler uluslararası hukuk ilkelerine göre o topraklarda hapsedilmelidirler. Ancak İsrail zaten o kişileri haksız bir şekilde tutuklayarak hukuku ayaklar altına aldığı gibi yine aynı kişileri kendilerine ait olmayan bir yönetimin mahkemelerine ve hapishanelerine götürerek yeni mağduriyetler oluşturmaktadır. Aslında bir savaş esiri olmaları durumunda uluslararası hukukun savaş esirlerine öngördüğü haklardan yararlanacaklarından endişe edildiği için Filistinli tutsaklar İsrail’in bu uygulamalarına maruz kalmaktadırlar.
Mahkumların hukuki statüsüne ilişkin bu haksız uygulamanın yanı sıra İsrail hapishanelerindeki Filistinliler hapishanelerde ciddi mağduriyetler yaşamaktadırlar. Mahkûmlara karşı acı veren pozisyonlarda saatlerce ya da günlerce tutmak, yalnız hapsetme veya küçük, dar hücrelerde hapis, dayak, mahkûmun başına torba geçirmek, şiddetle sarsmak, uyku ve yemekten mahrum bırakmak, aşırı soğuk ya da aşırı sıcağa maruz bırakmak, fiziksel veya psikolojik taciz, cinsel taciz, mahkûmun ya da mahkûmun aile bireylerinin yaşamlarına tehdit, yeterli giyim ve hijyenden mahrum bırakma gibi çeşitli işkence metotlarıyla Filistinli mahkûmlar her an karşı kaşıya bulunmaktadırlar.
Filistinli mahkumlar Filistin’in muhtelif tüm bölgelerinden ve tüm örgütlerinden oluşmaktadır. Bu yönüyle Filistinli tutsaklar aslında bütün bir halkın tutsaklığını yansıtmaktadır. Dolayısıyla Filistinliler için esirler konusu örgütsel farkların dikkate alınamayacağı büyüklükte ve çapta bir toplumsal hadisedir. Ayrıca hapishanelerde çok sayıda kadının ve çocuğun yanı sıra yine bu hapishanelerde mahkumiyet süresi 30 yılı aşmış çok sayıda insan bulunmaktadır.
İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirlerin ve Filistinlilerin sürdürmekte oldukları mücadele haklı bir iddiaya dayanmaktadır ve Filistinlilerin bugün İsrail hapishanelerinde açlık grevleriyle talep ettikleri haklar beynelmilel hukuk tarafından da desteklenmektedir. MAZLUMDER olarak bugün İsrail hapishanelerinde devam eden Filistinlilerin haklı eylemlerini destekliyor ve uluslararası toplumu İsrail’in insafına terk edilmiş olan Filistinli esirler için duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Ahmet Faruk Ünsal
MAZLUMDER Genel Başkanı