AKP Meclis Grubu ‘’222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni TBMM Başkanlığına verdi. Bilimsel dayanaklara göre politika oluşturma ilkelerinin uygulanmadığı gözlemlenen ‘teklif’ yasalaştığı takdirde, Türkiye’nin eğitim sistemini bulunduğu yerden geriye götürecek ve çocuk hakları ihlallerine zemin hazırlayacaktır. (8 yıllık zorunlu eğitim sayesinde 5. sınıftan sonra 3,5 milyon çocuğun eğitimde tutulduğu ve aksi durumda eğitimden kopacakları bulgusu göz ardı ediliyor.)
Türkiye 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim ile 1997’de tanıştı. 1997’den bu yana eğitim sisteminde yapılan tüm değişiklikler 8 yıllık zorunlu eğitimi destekleyecek biçimde kurgulandı ve uygulandı. Bu çerçevede kamu ve sivil toplum kuruluşları ortaklığında muazzam bir yeniden yapılanmaya gidildi. Öğretim Programları Reformu, ‘’Haydi Kızlar Okula!’’ kampanyası, Şartlı Nakit Transferi uygulaması, Yetiştirici Sınıflar Öğretim Programı gibi politika ve uygulamalar birleştirici bir rol oynadı. Bu reform sayesinde kız çocuklarının 16 yaşında evlenme olasılığı %44, 17 yaşında doğum yapma ihtimali ise %36 azaldı. 1994’de kırsal da 1.600.000 olan çalışan çocuk sayısı 2006’da 500.000’e kadar geriledi. Bu veriler bağlamında, Bakan Ömer Dinçer’in ‘’Kız çocuklarımızın okullaşma oranını arttırma kararındayız’’ açıklamasının kamuoyunu tatmin etmeyeceğini söyleyebiliriz.
Çünkü teklif yasallaşırsa; İkinci kademe için açık öğretim yolu 8 yıllık zorunlu eğitim süresini fiilen 4 yıla kadar düşürecek. Bu da özellikle kız çocuklarının erken yaşta okuldan alınmasının önünü açacak. Birçok kız çocuğunun ilk 4 yıldan sonra öğrencilik yaşamına son verilecek. ‘Çocuk Gelin’ olgusu yeniden yükselişe geçecek, kız çocukları evlere kapatılacak.· Tüm dünyada meslek eğitimini kısaltmak ve geciktirmek yönünde bir eğilim varken, küresel ekonomik koşullar yaratıcı ve esnek bir işgücünü talep ettiğinden ötürü meslek eğitimi üst ortaöğretimin sonu, ön lisans ve hayat boyu öğrenme programlarına kaydırılırken, yeni yasa teklifi ile çocuklar 10 yaşında mesleklere yönlendirilecek, erken yaşta yapılan bilinçsiz seçimlere ömür boyu mahkum edilecek.· Çıraklığa başlama yaşı 11’e düşürüldüğü için çocuk işçiliği yeniden yaygınlaşacak. Özellikle kırsal ve kırsaldan şehre göç etmiş kesimin çocukları, ailenin yaşam şartlarını düzeltmek için ailesi tarafından çalışmaya mahkum edilecek.· İkinci kademede merkezi sınav sistemi kaçınılmaz olduğu için çocuklar henüz 2. sınıftan itibaren dershaneye gönderilecek ve 10 yaşında seviye belirleme sınavlarına tabi tutulacak. Bu durumda okul, sistem içinde merkezi konumunu tamamen yitirecek ve öğrenme sorunu derinleşecek. Hem kalite daha da düşecek hem de sosyoekonomik eşitsizlikler çok erken yaşlarda derinleşmeye başlayacak. Çocukların eğitimini önemseyip eğitimlerine katkıda bulunan Başak Kültür ve Sanat Vakfı olarak zorunlu eğitimin kademeli olarak 4 yıla indirilmesini değil 12 yıla çıkarılmasını destekliyoruz. Bir çok zorlukla eğitime kazandırdığımız sokakta çalışmak zorunda kalan veya evlendirilme tehlikesi ile karşı karşıya kalan kız çocuklarımızın ve onların kardeşlerinin haberleri olmadan çıkarılan kanunların mağdurları olmasını istemiyoruz . Milli Eğitim Bakanlığı öncelikle ilgili kurumlar, demokratik kitle örgütleri, bilim kurumları, akademisyenler, öğrenci ve velilerin temsilcilerinden oluşan konunun tüm paydaşları ile eşit ve demokratik ortamlarda tartışılmalıdır. Hükümet eğitim gibi önemli bir konuda muallakta bırakılan, bilimsel bulgulardan uzak söylemlerle kamuoyunda infial yaratacak açıklamalardan uzak durmalıdır. Saygılarımızla;
05.03.2012
Başak Kültür ve Sanat Vakfı
Kayışdağı Mahallesi-Uslu Caddesi -Nihat sokak-
No. 55/A- Ataşehir -İSTANBUL
+90 0 216 420 49 68