Koronovirüs salgını sebebiyle yeniden gündeme gelen infaz yasasını, kadına yönelik cinsel şiddeti ve şiddet sonrası destek mekanizmalarını Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nden Hilal Esmer ile konuştuk.
Geçtiğimiz aylarda kamuoyunun gündemine gelen infaz yasası COVID-19 salgınının cezaevlerinde yaratabileceği kriz nedeniyle yeniden konuşulurken, bazı demokratik kitle örgütleri ve STÖ’ler infazda eşitlik ilkesi gereği salgın nedeniyle genel af talep ediyor. Ancak kadın örgütleri başta olmak üzere çeşitli sivil toplum aktörleri cinsel suçlar,kadına yönelik şiddet, cinsel istismar gibi bazı suç türlerinin yasa kapsamına alınmasına itiraz ediyorlar.
Queer feminist perspektifle çalışma yürüten CŞMD'nden Hilal Esmer, infaz yasası gibi tüm toplumu ilgilendiren konuların öncelikle kapsamlı tartışılması ve değişiklik kararlarının ise tüm hak sahiplerini gözeterek alınması gerektiğini aktarırken, salgın sebebiyle yapılacak düzenlemenin ancak geçici infaz ertelemesi başlığında tartışılabileceğini paylaştı.
Esmer, “Türkiye'de infaz yasası gibi tartışmalar, toplumun tüketmesine, tartışmasına izin vermeden aniden ve atak şeklinde geliyor. Bu ataklar ise daha önceden de deneyimlediğimiz ve bildiğimiz gibi kadın haklarına, çocuk haklarına yönelik, şiddetten hayatta kalan kişilerin haklarına yönelik, incinebilir, dezavantajlı grupların kazanılmış haklarına karşı olabiliyor. Şimdi de salgınla birlikte bu konu yeniden gündeme gelse de bu alanda çalışan uzmanların, sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınmadan ve bir tartışma süreci olmadan buna karar verimemeli” diye konuştu.
Salgın şartlarında dahi cinsel şiddet konusunda yalnız olmadığımızı hatırlatan Esmer, karantina günlerinde hem beden hem de ruh sağlığımızı korumak için neler yapabileceğimizi de anlattı ve öz yardım tavsiyelerinde bulundu.