Hayvan hakları aktivistleri Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki değişikliğe ilişkin tasarıyı değerlendirdi: "'Müjde” olarak duyurulan taslak, ne yazık ki hayvanların sorunlarını çözemeyecek, onlara karşı işlenen suçları engelleyemeyecek."
Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı “Hayvanları Koruma Kanunu ve Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” hakkında Dört Ayaklı Şehir, Hayvan Hakları İzleme Komitesi(HAKİM), Hayvan Hakları ve Etiği Derneği, Hayvanlara Adalet Derneği (HAD) ve Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HAYKONFED) 19 Ocak 2018'de İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi.
Basın toplantısında Dört Ayaklı Şehir’den Başak Deniz Özdoğan, Hayvan Hakları İzleme Komitesi’nden Burak Özgüner, Hayvanlara Adalet Derneği’nden avukat Barış Kârlı ve Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu’ndan Timur Ugan katıldı.
Özdoğan: Cezai yaptırım yoksa yasa caydırıcı olmaz
Özdoğan “Cezai yaptırım içermeyen yasa, caydırıcı ve önleyici olamaz; bir konu hakkında esas, zorunluluk ve yükümlülükler getirip karşılığında hiçbir yaptırım belirlemeyen yasa çalışması ne hayvanlara ne de topluma bir fayda sağlayabilir. Mutlaka yerel yönetimlerin, kamu görevlilerinin de cezai sorumluluk altına alınmaları düzenlenmelidir” diye konuştu.
Özgüner: Bakanlığın şikayetçi olacağın düşünmek hayalcilik
Özgüner ise “14 yıldır yürürlükte olan 5199 sayılı Kanunda belirtilmiş olan idari para cezalarını kestirmek için bile defalarca başvuru yapmamız gerekirken, her hayvana şiddet eyleminde Bakanlığın şikayetçi olacağını ve davayı takip edeceğini düşünmek, en iyi ifade ile hayalciliktir” dedi.
Kârlı: Fiiller ayrı ayrı tanımlanıp düzenlenmeli
Kârlı da tasarıdaki cezaların hayvanlara karşı işlenen suçlarda bir caydırıcılık sağlamayacağını ifade ederek şunları söyledi:
“Yaralama, öldürme, eziyet, tecavüz, dövüştürme ve benzeri fiiller tek tek tanımlanmalı ve düzenlenme. Bu maddeler insanlara yönelen şiddet eylemlerinde nasıl ayrı ayrı düzenlenmişse, hayvanlar için de öyle düzenlenmeli. Ceza hukukunda suçta ve cezada kanunilik ilkesi vardır. Bu ilke gereğince, kanunun açıkça suç saymadığı bir konuda kimseye ceza uygulanamaz; kıyas yasaktır. Her fiilin tanımı ve kapsamı net olarak belirlenmeli, cezaları ayrı ayrı ve açıkça belirtilmelidir ki uygulamada karmaşa yaşanmasın. Mevcut taslakta bu düzenleme muğlak kalmış.”
Ugan: Tasarı hayvanlara karşı suçları engellemeyecek
Ugan ise şunları ifade etti:
“Basında yer bulan ve ülkemizdeki haklara, yaşama saygılı, duyarlı insanlara ‘müjde’ olarak duyurulan taslak, ne yazık ki hayvanların sorunlarını çözemeyecek, onlara karşı işlenen suçları engelleyemeyecek. Tasarı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın yazılı müracaatı şartı korunarak yasalaştığı takdirde, sahipli hayvanlar için hayvan sahiplerinin; sahipsiz hayvanlar için ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın müracaatı şartı aranacaktır. Bu durumda kişi kendi hayvanını öldürür, yaralar ya da hayvana eziyet ederse yargılanması mümkün olmayacak. Sahipsiz hayvanlara yönelen şiddet eylemleri açısından ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın iş yükü çok artacağı için, mevcut durumda bile talebe cevap veremeyen Bakanlığın bununla başa çıkamayacağı açık.”
“Tasarı belediyelerin sorumluluğunu gözardı ediyor”
Hayvan hakları aktvisitleri ve hukukçular adına yapılan açıklamayı Başak Deniz Özdoğan okudu. Açıklamada yeni yasa tasarısı hakkındaki endişe ve tepkilerini dile getirdi. Tasarı hakkında şu uyarılarda bulunuldu:
* Tasarı, belediyelerin sorumluluğunu göz ardı ediyor. Bu durumun hayvan hakkı ihlalinde bulunan belediyeler için cezasızlığa ve keyfiliğe yol açacaktır.
* Öngörülen hayvan hakkı ihlali sonucu hapis cezalarının çoğunlukla ertelenecek ya da adli para cezasına çevrilecek. Bu nedenle cezai ilmeler caydırıcı olmayacak.
* Tasarıda “sahipli/sahipsiz” hayvan ayrımı kaldırılmış gibi görünsede “sahipsiz” hayvanlara yönelik çoğu ihlalin idari para cezası olarak belirlenmiş. “Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan yazılı başvuru şartı”nın aranması da keyfi uygulamalara yol açacak.
“İşkence ve tecavüzde etkin soruşturma öngörülmüyor”
* Hayvanlara karşı işlenen suçlar net olarak tanımlanmamış. Hayvan satışı yapan, hayvanlara işkence ve tecavüz eden kişilere yönelik etkin bir şekilde soruşturma öngörülmüyor.
* Tasarıdaki “hayvanla cinsel ilişki” tanımının hayvanda rıza aranamayacağı için imkansız ve öngörülen idari para cezalarının hayvanı birer “mal” olarak gören zenginlerin istediği şiddeti uygulamasına engel olmayacak. .
Tasarının hayvanlara gerçekten koruma sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Özdoğan “Ülkemizdeki haklara, yaşama saygılı, duyarlı insanlara “müjde” olarak duyurulan taslak, ne yazık ki hayvanların sorunlarını çözemeyecek, onlara karşı işlenen suçları engelleyemeyecektir” dedi.
Uluslararası anlaşma ve ilkeler dikkate alınmalı
“Hayvan”, “suçlar”, “cezalar”, “suçun failleri”, “idari ve adli soruşturma-kovuşturma yolları” konularının muğlaklıktan uzak, herkesin anlayabileceği ve kolaylıkla adalete ulaşabileceği şekilde net olarak tanımlanması gerektiğini vurgulayan Özdoğan, Türkiye’yi de bağlayan “Paris İlkeleri” ve “Sivil Toplumun Karar Verme Sürecine Katılımıyla İlgili İyi Uygulama İlkeleri” dikkate alınarak Türkiye Barolar Birliği'nin, baroların hayvan hakları komisyonlarının ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin alınarak, hayvanlara gerçekten koruma sağlayacak şekilde düzenlemesini talep etti.
Bianet - Eda Canımana