SEÇBİR, TOHAD ve ERG’nin hazırladığı ‘Ders Kitaplarında Engellilik Araştırması’ sonuçları açıklandı. Buna göre, ders kitaplarında engellilere yer verilmiyor. Kitaplardaki metinlerde, okuma parçalarında, görsellerde yer verilen kişilerin yalnızca yüzde 3’ü engelli. ‘Farklılık’larının altı çiziliyor. Engellilik sosyal ve maddi yardımla çözülmesi gereken bir mesele gibi görülüyor.
10-16 Mayıs tüm dünyada Engelliler Haftası olarak kutlanıyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR), Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği (TOHAD) ile Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ortaklığında yürütülen ve Sabancı Vakfı Hibe Programları kapsamında desteklenen Eğitime Eşit Katılım Projesi’nde gerçekleştirilen ‘Ders Kitaplarında Engellilik Araştırması’ sonuçları açıklandı. Çalışmada 2016-2017 eğitim-öğretim yılında yayımlanan, farklı seviye ve branşlardan 37 ders kitabı incelendi. Araştırma bulgularının derlendiği ‘Ders Kitaplarında Engellilik’ raporunda engelliliğin kitaplarda nasıl yer aldığı saptandı ve nasıl ele alınması gerektiğine yönelik tavsiyeler verildi. Rapora göre, engelliler yalnızca belirli konularda kitaplarda yer alıyor. Ders kitaplarındaki metinlerde, okuma parçalarında, görsellerde yer verilen kişilerin yalnızca yüzde 3’ü engelli. ‘Farklılık’larının altı çiziliyor. Engellilik sosyal ve maddi yardımla çözülmesi gereken bir mesele gibi görülüyor.
YÜZDE 41.6’SI OKURYAZAR DEĞİL
Raporda yer alan 2011 yılında gerçekleştirilen Türkiye Nüfus ve Konut Araştırması’na göre, 3 yaş ve üzerindeki engelli bireyler nüfusun yüzde 6.9’unu oluşturuyor. T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2010 yılında gerçekleştirilen ‘Özürlülerin Sorun ve Beklentileri Araştırması’na göre, Ulusal Engelliler Veritabanı’na kayıtlı 6 yaş ve üzerindeki bireylerin önemli bir kısmı yani yüzde 41.6’sı okuryazar değil. Sabancı Üniversitesi tarafından 2013 yılında yayımlanan ‘Engelsiz Türkiye için: Yolun Neresindeyiz? Mevcut Durum ve Öneriler’ başlıklı çalışmaya göre ise, Türkiye genelinde nüfusun yüzde 24.8’i lise ve üzeri eğitim düzeyine sahipken bu oran engelliler için yüzde 7.7. Aynı çalışmada engellilerin yüzde 28.3’ü, eğitim aldıkları kurumlardaki eğitimcilerin bu konuda bilgisiz ve eğitimsiz olduklarını söylüyor. Onlara uygun iletişim araç ve teknolojileri ise kullanılmıyor. ‘Ders Kitaplarında Engellilik’ çalışmasında öne çıkan diğer bulgular şöyle:
SORUN OLARAK ELE ALINIYOR
-Hayat Bilgisi ders kitaplarında bir ‘fark’ olarak, Türkçe’de ‘etkili iletişim kuramamaya neden’ olarak, Fen Bilimleri’nde ise bir ‘duyu eksikliği/bozukluğu’ bağlamında ele alınıyor. Bu durum, toplumda egemen olan ve engelliliğe karşı ‘sıra dışı’ ve ‘uç’ bir durum algısını güçlendiriyor.
-‘Azimle’, ‘her şeye rağmen’ başaran engelli bireylerin eşit katılımı için devlet tarafından alınması gereken tedbirler ve sağlanması gereken düzenlemelere dair bir bilgilendirme yapılmıyor, başarı gösteren engelliler ise kahramanlaştırılıyor.
-Engelliliğe dair genel söylem yardım temelli. Çözüm olarak yardımseverlik vurgulanıyor, merhamet ve acıma gibi duygulara sıklıkla başvuruluyor.
- İnsan hakları bağlamında ele alınmıyor. Çözüm olarak hukuki ve eşitlikçi bir çerçeve
sunulmuyor. Yer yer ayrımcı ifadelere rastlanıyor.
-Sağlık Bilgisi, Sosyoloji ve Psikoloji ders kitaplarında engellilik ‘hastalık’, ‘toplumsal sapma’ ve ‘norm dışı olma’ olarak işleniyor. Sağlık Bilgisi ders kitaplarında hâkim söylem olan tıbbi yaklaşıma göre engellilik, ‘bireysel bir sorun’ ve ‘tedavi edilmesi gereken bir hastalık’. Sosyoloji ve Psikoloji ders kitaplarında ise engellilik, iki disiplin tarafından ‘normal’ kabul edilenin dışında bir hâl olarak işleniyor. ‘Normal’ kabul edilene referansla tanımlanıyor ve kategorize ediliyor. Bir çeşitlilik değil, sorun olarak ele alınıyor.
***
TEMSİLİ ORTOPEDİK ENGELLİLİKLE SINIRLANMAMALI
Raporda yer alan tavsiyeler ise özetle şöyle:
-Engelliler ders kitaplarının genelinde yer almalı.
-Gündelik hayattan da temsil edilmeliler ve engelliliğin olağan bir durum olduğu fikrinin benimsenmesine katkı sunulmalı.
-Farklı engellilik türleri görünür kılınmalı, engelliliğin temsili ortopedik engellilik ile sınırlı tutulmamalı.
-Engelli karakterlere sadece engelli olmaları sebebiyle yer verilmemeli, engelli olmaları dışındaki özellikleri öne çıkarılmalı.
-Başarıya engel olan ‘sorun’ olarak bireyin engelliliğine değil, kendini gerçekleştirmesine olanak tanımayan toplumsal düzene odaklanılmalı ve böylece ‘rağmen’ vurgusundan kaçınılmalı.
-Engelli karakterlere sadece engelli olmaları sebebiyle yer verilmemeli ve engelli olmaları dışındaki özellikleri öne çıkarılmalı.
-Yardım temelli söylemin yerini hak temelli söylemin alması yönünde bilgilendirmelere, farkındalık yaratacak içeriklere ve temsillere yer verilmeli.
- Engellilerin ihtiyaç duyabileceği medikal araç ve gereçlerin sağlanmasının sosyal devletin görevi olduğunun belirtilmeli.
- Engelliliğin bireysel düzeyde ve yardım kampanyalarıyla ilişkilendirilerek değil, bütüncül bir sosyal politika yaklaşımıyla ele alınmalı.
-İnsan hakları perspektifiyle düzenlenen ve kabul edilen belgelerde yer alan doğrudan ayrımcılık, dolaylı ayrımcılık, mâkul uyumlaştırma, evrensel tasarım vb. kavramların tanımlanmalı ve öğrencilerin bu çerçevede bilgilendirilmeli.
-‘Yetiyitimi’, ‘fonksiyon kaybı’ ve ‘engellilik’ kavramlarının tanımlarına yer verilmeli.
-‘Norm’ ve ‘makbul’ kabul edilene karşılık, farkların ‘sorun’ değil, çeşitlilik olarak tanımlanmalı.
Hürriyet - Esra ÜLKAR
İlgili Dosyalar:
- Haber fotoğrafı [JPG] [29.86K]