Skip to main content
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Çocuklara BM’ye bireysel başvuru olanağı

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Başvuru Usulüne İlişkin İhtiyari Protokolü, 3 Nisan'da yürürlüğe girdi. Protokol uyarınca çocuklar, Çocuk Hakları Komitesi'ne bireysel başvuru yapabilecektir. Birden fazla çocuk da bir başka deyişle “grup” olarak da başvuru yapılabilecektir.

İçerik Alınlık Resmi

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Başvuru Usulüne İlişkin İhtiyari Protokolü, 3 Nisan'da yürürlüğe girdi. Protokol uyarınca çocuklar, Çocuk Hakları Komitesi'ne bireysel başvuru yapabilecektir. Birden fazla çocuk da bir başka deyişle “grup” olarak da başvuru yapılabilecektir.

Haber fotoğrafı

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Başvuru Usulüne İlişkin İhtiyari Protokolü (Protokol) Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, 9 Mart 2017 tarihinde onaylanmış (1), 3 Nisan 2017 tarihinde de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. (**) (2) T.B.M.M. tutanakları incelendiğinde onaylanma işleminde hiçbir milletvekilinin veya hükümet adına söz alınmadığını ve birleşimde bulunan 216 üyenin tamamının kabul oyuyla onaylandığını tespit ediyoruz.

Protokol aslında onay için epeydir Meclis’in dolaplarında bekliyordu. Protokolü, Sayın Ahmet Davutoğlu, 24 Eylül 2012 tarihinde Dışişleri Bakanı iken imzalamıştı. 23 Ağustos 2013 tarihinde ise Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan sıfatıyla Bakanlar Kurulu’nca 1/8/2013 tarihinde kararlaştırılan onay kanunu tasarısını ve gerekçesini Meclis’e göndermişti. Meclis’te ise esas komisyon olarak Dışişleri Komisyonu’na, tali komisyon olarak Adalet Komisyonu ile bünyesinde Çocuk Hakları Komitesini de barındıran Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’na tevdi edilmişti. Seçim dönemin sona ermesi nedeniyle hükümsüz sayılan tasarı ile ilgili tali komisyonlar görüşme yapmadı, Dışişleri Komisyonu da 26’ncı Yasama Dönemi 24/3/2016 tarihli 22’nci toplantısında Dışişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı yetkililerinin de katılımlarıyla görüştü.

Protokol’ün kapsamını değerlendirmeden önce, “beyan” ile yürürlüğe girdiğine dikkat çekmek isterim. Türkiye Cumhuriyeti, Protokol’de öngörülen Çocuk Hakları Komitesi’nin yetkisine ilişkin olarak beyanda bulunmuştur. Komiteye yapılacak başvurularda Türkiye Cumhuriyeti’nin, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye ve ek protokollerine koymuş olduğu çekincelerin ve bildirimlerin geçerliliğini tamamen koruyarak taraf olmuştur.

Protokol uyarınca bazı noktaları vurgulamak gerekirse;

– Komitenin yetkisi sınırsız değildir. Komite bir devletin ilgili hakkı tanıdığı durumlarda yetki sahibidir. Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye taraftır ve sözleşme çocukların her türlü şiddetten masun olma hakkını düzenler. Dolayısıyla Komite, Türkiye’den yapılan şiddete dair başvuruyu incelemeye yetkilidir. Ancak Türkiye’nin Lozan Anlaşması’ndan kaynaklı çekince koymuş olduğu alana dair yapılacak başvuru incelenemeyebilecektir.

– Komite bu yetkilerini kullanırken çocuğun katılım hakkını ve yüksek yararını gözetecektir. Çocuğun yararına olmadığına kanaat getirdiği bir başvuruyu reddedebilecektir.

– Yapılan başvurudan dolayı kişi veya grubun kimliği alenileştirilemeyecek ve herhangi bir insan hakları ihlali, kötü muamele veya tehdide maruz kalmaları taraf devletçe önlenecektir.

BİREYSEL BAŞVURULAR

Protokol uyarınca çocuklar bireysel başvuru yapabilecektir. Birden fazla çocuk da bir başka deyişle “grup” olarak da başvuru yapılabilecektir. Tek bir çocuk veya bir grup çocuk adına da başvuru yapılabilir. Başvurucunun doğrudan çocuk/çocuklar olmadığı durumlarda, çocuk adına hareket edenlerin istismarını önleyici güvenceler Komite tarafından usuli güvenceler kapsamında sağlanacaktır. Başvurucunun doğrudan çocuk/çocuklar olmadığı durumlarda çocuk/çocukların onayı gerekmekte eğer onayları alınamıyorsa başvuruda neden onay alınmadığı gerekçelendirilmelidir.

Başvurunun Komite’ye ulaşmasının ardından bazı aşamalar var. Kabul edilebilirlik bakımından inceleme yapılması bir nevi ilk inceleme aşamasını oluşturuyor. Başvurunun yazılı ve açık isim bilgisine yer verir şekilde yapılması gerekiyor. Başvurunun ayrıca, başvuruda bulunma hakkının kötüye kullanımı anlamına gelmemesi gerekiyor ve elbette Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve ek protokolleri ile bağdaşır nitelikte olmalı. Benzer bir konu ile ilgili daha önce Çocuk Hakları Komitesi’ne veya başka bir uluslararası soruşturma ve anlaşma prosedürü altında incelenmişse yahut bu inceleme devam ediyorsa da Komite başvuruyu kabul edilemez nitelikte buluyor. Asılsız, yeterince delilden yoksun olduğu durumlar ile taraf olunmadan önceki hak ihlallerine dair başvurular da kabul edilemez nitelikte. Ancak taraf olunmadan önce olmakla birlikte devam eden bir hak ihlali varsa bu başvuru kabul edilebilir nitelik taşıyor. Başvuru için belirlenen yasal son tarih ise iç hukuk yollarının tüketilmesinin ardından bir yıl. Eğer bu bir yıllık süre içinde başvuruda bulunmanın mümkün olmadığı ispatlanırsa başvuru kabul edilebilir nitelik taşıyor. İlk inceleme aşaması olarak nitelendirebileceğimiz bu aşamada Komite başvurucu bakımından telafisi olmayan olası zararlardan korunması için geçici tedbirlerin alınmasını taraf devletten isteyebilmekte. Ancak bu istisnai durumlar için öngörülmüş bir durum. Geçici tedbir alınmasının öngörüldüğü durumlarda başvurunun değerlendirilmesinin hızlanacağı düzenlenmiş.

Bir sonraki aşama ise yapılan başvurunun taraf devlete iletilmesi. Taraf devlete Protokol’ün gizliliğine dair usuli güvencelere (bu konuyu bir sonraki yazıda değerlendirelim) bağlı kalarak en kısa zamanda başvuru iletilmeli ve taraf devlet yazılı açıklamaları veya beyanlarını en geç altı ay içinde Komite’ye sunmalı.

Değerlendirme ve izleme aşaması da aslında Protokol’ün, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye ve protokollerine dair uygulama güvencesi olarak kurgulanmış. Başvuruların değerlendirme süresi ile ilgili bir yasal süre sınırlaması konulmamış ancak Komite’nin başvuruları “mümkün olan en hızlı şekilde” değerlendireceği düzenlenmiş. Bu değerlendirme neticesinde başvuruya ilişkin görüşler, varsa tavsiyeler ilgili taraflara iletilmekte ve taraf devlet alınan veya alınması öngörülen önlemlere ilişkin en geç altı ay içinde yazılı cevap sunmakla yükümlü.

DEVLETLERARASI BİLDİRİM

Bireysel başvurunun yanı sıra bir taraf devlet, başka bir taraf devletin, taraf olduğu Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Ek Protokollerinde yer alan yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia ettiği durumda, her zaman, bildirimleri almak ve değerlendirmek konusunda Komite’nin yetkisini tanıyabilmektedir. Bu yetkinin tanındığı durumlarda Komite konu ile ilgili dostane çözüm bulmaları için taraf devletler arasında arabuluculuk yapacaktır.

* Avukat
(**) Uluslararası sözleşmeler ve ek protokollerin yürürlüğe girmesi için gereken bir aşama da onaylanmaya ilişkin belgelerin ilgili uluslararası kuruma da depo edilmesidir. Türkiye henüz (açık kaynaklardan takip edebildiğimiz kadarıyla) bu protokolle ilgili Bakanlar Kurulu kararı alarak belgeyi B.M.’ye iletmemiştir.

(1) 6976 sayılı Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Başvuru Usulüne İlişkin İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun, Kabul Tarihi : 09/03/2017

(2) R.G. 03/04/2017 t., 30027 s.

Gazete Duvar - Dilek KUMCU

İlgili Dosyalar:

  1. Haber fotoğrafı [JPG] [62.25K]
Share
İlgili Eğitim