Antalya'nın Finike ilçesinde sedir ve kızılçam ormanlarıyla kaplı Kızılcık Yaylası’ndaki bir mermer ocağına Antalya Valiliği’nce verilen 'Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir' raporunun iptali için köylülerin açtığı dava kapsamında bölgede inceleme yapan bilirkişi heyeti, “ÇED Gerekli” raporu verdi.
Antalya'nın Finike ilçesinde sedir ve kızılçam ormanlarıyla kaplı Kızılcık Yaylası’ndaki bir mermer ocağına Antalya Valiliği’nce verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” raporunun iptali için köylülerin açtığı dava kapsamında bölgede inceleme yapan bilirkişi heyeti, “ÇED Gerekli” raporu verdi.
Finike İlçesi Gökçeyaka Mahallesi Kızılcık Yaylası Adala mevkiindeki ormanlık alanda kurulu mermer ocağı için Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce verilen “ÇED Gerekli Değildir” raporu ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca verilen maden izin belgesine karşı açılan davada, mahkemenin bilirkişi heyeti raporunu tamamladı.
Binlerce sedir ve kızılçam ağacının yanı sıra, yabani hayvanların yaşam alanı da olan bölgede Toroslar ve Akdeniz Kıyıları Çevre Derneği Taş Ocaklarıyla Mücadele Platformu Sözcüsü Ali Ulvi Büyüknohutçu tarafından valilik ve bakanlığa karşı açılan davada, Bartu Mermer firmasına verilen “ÇED Gerekli Değildir” raporu ve maden izin belgesinin iptali istendi. Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Kamil Kayabalı, Prof. Dr. Latif Kurt, Süleyman Demirel Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ahmet Tolunay, Hacettepe Üniversitesi'nden Doç. Dr. Mehmet Ali Hindistan ve Gazi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Beril Akın'dan oluşan bilirkişi heyeti, bölgede inceleme yaptı.
ÇED RAPORU HAZIRLANMASI DOĞRU BİR YAKLAŞIM
Bilirkişi heyeti, Adala mevkisinde mermer ocağı firmasının 135 hektar alanda yürüttüğü faaliyetlere yönelik incelemelerde, bölgenin ekolojik hassasiyeti dikkate alındığında ÇED raporu hazırlanmasının doğru bir yaklaşım olacağı yönünde kanaat bildirdi. Faaliyete başlamadan önce alandaki endemik, nadir ve nesli tehdit altında olan türlerin tespit edilmesi gerektiğine de işaret eden heyet, faaliyet tamamlandığında arazinin ıslahına ilişkin projede rehabilitasyon ve onarım faaliyetlerini yetersiz ve teknik uygulama düzeyi ve çerçevesinden uzak gösterdi. Heyet, firmanın proje tanıtım dosyasında, mevcut taş ocağı işletme faaliyeti için olası çevresel etkilerin yeterince irdelenmediğine de dikkat çekti.
SIRA MAHKEME KARARINDA
Bilirkişi raporunda mermer ocağı için “ÇED Gerekli Değildir” belgesinin yeterli görülmediğini söyleyen Ali Ulvi Büyüknohutçu, “Bilirkişi raporunda ‘Akdeniz bölgesi flora ve fauna konusunda oldukça önemli olduğu için ÇED Raporu Gereklidir’ kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporu ışığında verilecek yargı kararı, ormanlarımızın korunması mücadelemizde yeni ve önemli bir kilometre taşı olacaktır” dedi.
ÖRNEK BİR RAPOR
Finike’de ilk kez faaliyette olan bir mermer ocağına açılan davada “ÇED Gerekli Değildir” belgesinin yeterli görülmediğini belirten davacı avukatı İsmail Doğan Tunçbilek de şu değerlendirmeyi yaptı: “Dolayısıyla ÇED raporu olmadan çalışan tüm taş ocakları için bu rapor örnek bilirkişi raporu olup, açılacak diğer davalarda emsal olacaktır. Tüm Finike halkının mahkeme kararının arkasında durması ve desteklemesi halinde ileride tüm taş ocaklarının kapatılacağının ilk hukuksal işaretleri bugün tarihi itibariyle ortaya çıkmıştır.”
BİLİRKİŞİ MASRAFI HAZİNE'DEN
Bu davada Türkiye'de yürütülen birçok çevre davasına örnek olabilecek bir karar daha yaşanmıştı. HES'ler, mermer ve taş ocaklarına karşı açılan köylüler ve çevreciler tarafından açılan davalarda 7- 10 bin TL düzeyindeki bilirkişi heyeti harçlarını davacı taraf ödüyordu. Ancak bu davada, bu kadar yüksek keşif ve bilirkişi ücreti talep edilmesinin hak arama özgürlüğü ve adalete erişim hakkını kısıtlayıcı nitelikte olduğu belirtilerek, ücretin davalı kurumlardan tahsili istenmişti. Mahkeme, köylüler ve çevrecilerden tahsil edilen bu ücretin hazineden ödenmesine karar vermişti.