Skip to main content
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

İklim değişikliğine karşı köprüden önce son çıkış: COP 20 BM Lima İklim Zirvesi

BM İklim Değişikliği Konferansı bu sene 20. kez toplanıyor. COP 20, 20. Taraflar Konferansı veya Lima İklim Konferansı olarak da bilinen buluşma, 1-12 Aralık tarihleri arasında Lima/ Peru’da gerçekleşecek.

İçerik Alınlık Resmi

BM İklim Değişikliği Konferansı bu sene 20. kez toplanıyor. COP 20, 20. Taraflar Konferansı veya Lima İklim Konferansı olarak da bilinen buluşma, 1-12 Aralık tarihleri arasında Lima/ Peru’da gerçekleşecek.

Konferans, 2015’de Paris’te imzalanması gereken yeni iklim anlaşmasından önceki son ara durak olma özelliği taşıyor. Yeni iklim anlaşmasında, Kyoto Protokolü’nün ikinci döneminde uygulanacak yeni iklim rejimi belirlenecek. COP 20’de oluşacak bu rejimin ana hatlarının ve yol haritasının temellerinin atılması gerekiyor.

11...

Paris 2015’den önceki önemli ara duraklardan olan, geçen sene Varşova’da düzenlenen COP 19 konferansında elle tutulur sonuçlar elde edilememiş ve buluşma hayal kırıklığıyla sonlanmıştı. 11-22 Kasım 2013 tarihlerinde düzenlenmesi planlanan konferans, uzlaşma çabalarının başarısız olması nedeniyle bir gün uzamıştı. COP 19’a, Filipinler delegasyon başkanı Yeb Sano’nun konferanstan somut çıktılar elde edilinceye kadar gönüllü açlık grevine girdiğini açıklaması damgasını vurmuştu. Gelişmiş ülkelerin Kyoto Protokolü’yle ilgili metodolojik konularda piyasa mekanizmalarını neredeyse tek uygulama yolu olarak tanımlama ısrarları da öne çıkmıştı. Türkiye ise İklim Eylem Ağı (CAN) tarafından bir kez daha Günün Fosili seçilmişti. Buluşma sonunda kabul edilen metnin de gösterdiği üzere, gelişmiş ülkeler bağlayıcı bir anlaşmaya ve somut adımlar atılmasına yanaşmadı.

Varşova’da üzerinde uzlaşılmaya çalışılan öne çıkan konulardan birisi de iklim finansmanı olmuştu. İklim finansmanı, Adaptasyon Fonu ve Yeşil İklim Fonu başlıkları altında müzakere edilmişti.

Adaptasyon Fonu

COP 19’da, Adaptasyon Fonu için toplanması hedeflenen 100 milyon dolar katkıya zor da olsa ulaşılmıştı. Ancak, bu fonun bir parçası olan ve ‘ortak ama farklılaştırılmış sorumluluklar’ ilkesi doğrultusunda oluşturulması talep edilen ‘Kayıp ve Zararların Telafisi Mekanizması’nın işler hale getirilmesinde başarıya ulaşılamamıştı. ‘Kayıp ve Zararların Telafisi’, iklim felaketlerinden ve iklim değişikliğinin yavaş başlayan etkilerinden ön planda zarar gören gelişmekte olan ülkelerin kayıp ve zararlarının karşılanması için teknolojik ve finansal bir mekanizma kurulmasını amaçlıyor. Görüşmelerin sonucunda bu konuda bir metin kabul edilmiş ve ‘iklim değişikliğinin etkilerinden kaynaklı kayıp ve zararlar için Uluslararası Varşova Mekanizması’ kurulmuştu. Ancak ayrı bir finansman üzerinde uzlaşılamamış ve mekanizma, konuya önem veren gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkelerin taleplerini karşılamaktan çok uzak bir halde kalmıştı. Yüzlerce STK temsilcisi müzakereleri terk ederek gelişmiş ülkelerin bu konuda olan isteksizliğini protesto etmişti.

Yeşil İklim Fonu

Yeşil İklim Fonu’nun kurulmasına 2010 yılında Kankun/ Meksika’da düzenlenen COP16’da, gelişmekte olan ülkelerin uzun dönemli finans tedariğini çoğaltmak ve uluslararası eylemleri hızlandırmak amacıyla karar verilmişti. Fonda 2020 yılına kadar yılda 10 milyon dolar olmak üzere toplamda 100 milyon dolar bütçe toplanması planlanıyordu. Ancak Varşova’da bu konuda da somut bir hareket olmadı. COP 19’da Lima İklim Konferansı’na kadar 10 ila 15 milyon dolar toplanması kararlaştırılmış ancak bu paranın nasıl toplanacağı ile ilgili süreç netleştirilmemişti. Yeşil İklim Fonu ile ilgili Temmuz 2014’de Oslo’da ilk bağış döneminin açılması ancak kararlı bağış hedeflerinin ortaya konulamamasından sonra 20 Kasım’da Berlin’de toplanan katılımcılar fon için 9 milyar 300 milyon dolar topladı. Toplanılması öngörülen 10 milyar dolar meblağa bir ay içinde ulaşılması bekleniyor. Ancak dört senede yalnızca 10 milyar dolar toplanmış olması Fon’un güvenilirliği hakkında kuşku doğuruyor.

Tüm bunlar göz önüne alındığında Lima İklim Konferansı’nın önemi daha da ortaya çıkıyor. Ülkeler somut ve bağlayıcı adımlar atmaya yanaşmadığı sürece Paris anlaşmasının iklim değişikliğini 2 dereceyle sınırlayacak kuvvette olması şimdilik mümkün görünmüyor. Aslında bu ay içinde açıklanan bir BM raporu karbondioksit salımı azaltılmadığı sürece Dünya’nın yakın bir gelecekte 4 derecelik ısınma kaydedebileceğini öngörüyor.

11 Kasım’da ABD ve Çin’in Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu’nda sera gazı salımlarını azaltacaklarına dair yaptıkları anlaşma duyurusu, Lima ve Paris İklim Konferansları öncesi önemli ve tarihi bir adım olarak görülüyor. Çin, sera gazı salımındaki en yüksek noktaya 2030 yılında ulaşmayı ve bu seneye kadar fosil-olmayan yakıtlardan enerji üretimini %20’ye çıkarmayı hedefliyor. ABD ise, 2005 yılı temel alınarak, sera gazı salımlarını 2025 yılına kadar %25-%28 azaltmayı vadediyor.

People’s Climate March

23 Eylül’de New York’ta yapılan iklim değişikliği liderler zirvesi öncesinde, dünyanın 161 ülkesindeki 2700’e yakın yerleşim yerinde People’s Climate March (İnsanlığın İklim Yürüyüşü)eylemi gerçekleştirilmişti. Eylemlerin odak noktası New York’ta 400.000’e yakın iklim aktivisti liderlere, “İklimi Değil, Sistemi Değiştir” çağrısını tarihin en kalabalık ve en organize iklim değişikliği karşıtı eylemde tekrarlamıştı. Liderler zirvesinde ülke liderleri, iklim değişikliğine karşı mücadele konusunda ne yaptıklarını ve geleceğe dair taahhütlerini açıklamıştı.

Lima İklim Değişikliği Konferansı’nı Yeşil Gazete ekibinden Ümit Şahin Lima’dan izleyecek ve gelişmeleri yerinden aktaracak.

Yeşil Gazete

Share
İlgili Eğitim