Skip to main content
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Ege'deki kültürel projeler, Yunanistan ile Türkiye'yi birbirine yakınlaştırıyor

Ege Denizi'nin iki yakası arasında yaşanan sosyal ve kültürel bilgi alışverişleri, Yunanistan ile Türkiye arasındaki mesafeyi kapatıyor.

İçerik Alınlık Resmi

Ege Denizi'nin iki yakası arasında yaşanan sosyal ve kültürel bilgi alışverişleri, Yunanistan ile Türkiye arasındaki mesafeyi kapatıyor.

türkiye - yunanistan dostluk
Geçtiğimiz günlerde iki fotoğrafçılık kulübü tarafından başlatılan ve uzun yıllar devam eden kültürel işbirliği projelerinin sonuncusu olan ortak çalışma, siyasi liderlere farklılıkları yenme gücünü sağlaması yönünden oldukça önemli.

31 Mayıs tarihinde Ayvalık sahili açıklarındaki Midilli'de "Derin Kökler, Ortak Kökler" sloganıyla Yunan ve Türk fotoğrafçılık sergisi düzenlendi.

Proje, Midilli Fotoğrafçılar Derneği (FEM) ile Burhaniye Zeytin Fotoğraf Amatörleri Derneği (ZEYFOD) arasında Mayıs 2013'te başlayan işbirliğinin meyvesi.

Sergide barışı sembolize eden zeytin ağacından esinlenilmiş fotoğraflar; ağırlıklı olarak Ege'deki iki toplumun geçim kaynağı olan zeytin ağacının günlük yaşamdaki yerine, zeytin ve zeytinyağına yüklenen önemli role, zeytin toplama ve işleme yöntemlerine odaklanıyordu.

Sergi sonunda Yunan ve Türk kulüp başkanları, iki halk arasındaki dostluk ve barışın zeytin ağacının kökleri kadar derin ve sağlam olmasını temenni ederek zeytin ağacı dikti.

ZEYFOD Başkanı Özkan Arıkantürk, SES Türkiye'ye yaptığı açıklamada zeytinciliğin iki halkın önemli geçim kaynaklarından biri olması ve ortak kültür üzerinde güçlü bir etkisi olması nedeniyle bu işbirliğinin ana teması olarak zeytin ağacının seçildiğini söyledi. 

Sergiye zeytin toplayan Türk kadınlarını gösteren fotoğrafıyla katılan Arıkantürk, "Bir sonraki ortak sergimizi, Kasım ayında zeytin hasadı festivali sırasında Ayvalık'ta açacağız. Daha sonra iki derneğin üyeleri, fotoğrafçılık konusunda ortak bir çalıştay düzenlemek üzere FEM'i ziyaret edecek" dedi.

Midilli Adası, 2011 yılından bu yana her iki tarafı kültürel ve ekonomik anlamda biraraya getirmek üzere Türk-Yunan Ticaret ve Kültür Festivali'ne ev sahipliği yapıyor. Festival kapsamında onlarca Türk ve Yunan şirketi, ticaret ve sanayi odası ve belediyeler biraraya gelme ve fikir alışverişinde bulunma fırsatına sahip oluyor.

26-28 Eylül tarihleri arasında düzenlenen ve her iki ülkenin gurme mutfağını öne çıkaran Türk-Yunan Dostluk Yemek Festivali, İstanköy ve Kilimli (Kalimnos) adalarında düzenlenecek.

Festivalin amacı, bu yakın iki kültürü düzenli olarak biraraya getirmek. İkinci benzer bir festival de 2015 yılında İstanköy Adası'nın karşısında yer alan Bodrum ve Milas tatil beldelerinde yapılacak.

Festival kapsamında köy pazarlarında iki ülkenin geleneksel yiyecekleri sergilenecek. Ayrıca, projenin Ege turizmini canlandırması bekleniyor.

Yunanistan Yönetici Şefler Kulübü Onursal Başkanı Paraschos Axiotis, SES Türkiye'ye yaptığı açıklamada Yunan ve Türk mutfaklarının pek çok ortak noktaya sahip olduğunu, dostluk ve barışı sürdürmek için iyi bir fırsat sunduğunu söyledi.

Axiotis, "Festivalin amacı, bir yandan yerel ve bölgesel mutfakları geliştirirken öte yandan da Ege Denizi'nin her iki yakasında turizmin gelişmesine katkıda bulunarak Yunan ve Türk halklarının günlük yaşamlarına olumlu sonuçlar getirmek" şeklinde konuştu.

Üç gün süren festival boyunca İstanköy ve Kilimli adalarından gelenler, geleneksel yemekleri tatma-pişirme ve turistik mekânları gezme fırsatı yakalayacak.

Ayrıca, 30 ülkeden katılan profesyonel aşçılar arasında bir yarışma yapılacak. Ayrıca aşçılar, Türkiye'den ve Yunanistan'dan gelen engelli vatandaşlara da yemek yapacaklar.

Defne Türk-Yunan Dostluk Festivali, son 12 yıldır Eylül ayında Türk tarafından Gökçeada ve Yunan tarafından Somatraki belediyelerinin desteğiyle düzenleniyor.

Her yıl düzenlenen festivalde ortak bir tema seçiliyor. Örneğin, geçen yılın teması "temiz deniz" idi. Festival, çeşitli dans ve müzik etkinliklerinin yanı sıra ortak gastronomik öğelerin sergilendiği Barış Yemek Masası ile renkleniyor.

İstanbul Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Dimitrios Triantaphyllou, yakınlaşma sürecini geliştirmek için sivil toplum girişimlerine ihtiyaç olduğunu söyledi.

Triantaphyllou, "Her iki ülkede de zihniyetin değiştiğini görüyoruz. Türkler için Yunanistan, vize almanın nispeten daha kolay olduğu ve Türklerin paralarını harcamak için gidebildikleri bir ülke. Yunanlar için ise Türkiye, Yunanistan'daki uzun ekonomik krizi göz önünde bulundurduğumuzda olası iş fırsatları sunan bir ülke" dedi.

Triantaphyllou, pek çok kişinin bu tür mali unsurların ortak mutabakattan daha önemli olduğunu düşündüğünü belirtti.

Triantaphyllou, "Her iki ülkenin siyasi liderleri, uzlaşma sürecinden ziyade iki taraflı ticaret ilişkisini geliştirmek gerektiğini vurguluyor. Bu nedenle, işbirliği, mutabakat, diyalog ve keşif gibi unsurları ortaya koyan sivil toplum örgütlerinin çalışmaları, desteği ve tanıtımı hak ediyor" diye ekledi.

İstanbul Marmara Üniversitesi Türk-Yunan ilişkileri uzmanı Gülden Ayman, sivil toplum örgütlerinin barış inşa etmedeki varlığı ve bu konudaki ilgisinin oldukça önemli olduğunu söyledi.

Ayman, "Ancak, karar veren yetkililer inatçı çatışmalara çözüm bulmaya çalışmadığı sürece sivil toplum kuruluşları, barış oluşturma sürecinde doğrudan etkili olmaz" sözleriyle SES Türkiye'ye konuştu.

Ayman, sivil toplum kuruluşlarının barış vizyonlarını politikacılara dikte edememelerine rağmen, STK'ların katkılarının, siyasi liderleri barış sürecine yönelik adımlar atmaya cesaretlendirmesi, barışçıl ilişkiler inşa etme konusunda toplumlardaki bilinci ve istekliliği arttırması ve daha da önemlisi, barış çabalarını geri döndürülemez ve sürdürülebilir hale getirmesi bakımından önemli olduğunu belirtti.

Ayrıca Ayman, STK'ların homojen gruplar olarak kabul edilemeyeceğini ve sanatsal biçim ve süreçlerin ayrıca değerlendirilmesi gereken önemli bileşenler olduğunu söyledi.

Ayman, son olarak sözlerine şunları ekledi: "Sanat, çok çeşitli nedenlerle barış oluşturma sürecini destekliyor. Sanat; mütekabiliyeti, yaratıcılığı ve dünyaya farklı bir pencereden bakma yeteneğini davet ediyor, ortak varlığın özünde yatan ifade, iyileştirme ve karşılıklı mutabakatı ortaya çıkarıyor. Bu alanda gerçekleştirilen Türk-Yunan çalışmaları, diğer tarafa güvenme yeteneğini veya istekliliğini kaybeden ve diğer tarafı anlamamakta direnen insanlara ulaşmanın anahtarı oluyor."

Menekşe Tokyay, Ses Türkiye

İlgili Dosyalar:

  1. türkiye - yunanistan dostluk [JPG] [129.46K]
Share
İlgili Eğitim