Skip to main content
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Termiği Kovduk Sıra Nükleerde

Gerze’deki termik santral belasını köylülerin çetin mücadelesi sonucu başından savan Sinop,  şimdilerde görenleri kendine hayran bırakan İnceburun’a yapılmak istenen nükleer santrale karşı mücadele ediyor.

İçerik Alınlık Resmi

Gerze’deki termik santral belasını köylülerin çetin mücadelesi sonucu başından savan Sinop,  şimdilerde görenleri kendine hayran bırakan İnceburun’a yapılmak istenen nükleer santrale karşı mücadele ediyor.

haber fotoğraf
Nükleer Karşıtı Platform (NKP) nükleer santral yapılacak olan İnceburun’u gezmek üzere farklı basın organlarından 17 gazeteciyi iki günlüğüne Sinop’ta ağırladı.
Türkiye’nin kuzeydeki en uç noktası olan İnceburun ve İnceburun’un hinterlandı olan Akliman, Sarıkum ve Hamsilos’daki 60 kilometrekarelik alan TAEK’e tahsis edilmiş durumda. Geçtiğimiz günlerde, TÜBİTAK’a bağlı bir araştırma gemisi Sinop açıklarında santral için en uygun yerin belirlenmesi için çalışma yapmaya başladı. Bu araştırmaların sonucunda nükleer santralin yerinin belirlenmesi bekleniyor.

NÜKLEERİ CENNETE YAPIYORLAR

Milli Park olan İnceburun Yarımadası’nda hem doğal, hem de sonradan yetiştirilmiş ormanlar mevcut. Biyoçeşitlilik açısından zengin olan bu bölge aynı zamanda, genetik rezerv alanı. Kuş göç yolları üzerinde bulunan bu sulak alanda, denize de girilebiliyor. Kum zambağı gibi endemik bitki türlerinin de yetiştiği yarımada, adeta cennetten bir köşe.

AĞAÇ KESİMLERİ

İnceburun Yarımada’sına yaptığımız gezide, orman yangın yolu yapmak için olduğu iddia edilen ağaç kesimleriyle karşılaştık. Sinop’taki nükleer karşıtları ise, bu ağaç kesimlerinin nükleer santrale hazırlık için yapıldığını düşünüyor.

DENİZ HAYATI YOK OLACAK

Sinop’un en önemli geçim kaynağı balıkçılık. Deniz kıyısına kurulacak nükleer santrale dair endişelerden biri de deniz ekosistemini bozacağı ve balık popülasyonunu ve çeşitliliğini azaltacağı yönünde. Sinop’ta bizle birlikte bulunan ve nükleer enerji konusunda önemli araştırmaları bulunan Prof. Dr. Hayrettin Kılıç’ın verdiği bilgilere göre, soğutma için nükleer santral regülatörlerine denizden su çekilecek ve sıcak su tekrar denize bırakılacak. Bu durum deniz sıcaklığını artıracak. Ancak, Kılıç asıl tehlikenin Karadeniz’deki deniz sıcaklığının artmasının değil, soğutma suyuyla çekilen deniz canlıların haşlanıp ölmesinin olduğunu söyledi. Santralin bir günde 10 milyar litre su çekeceğini ve bu suyla birlikte gelen deniz canlılarının haşlanıp öleceğini ifade etti. Kılıç, bu durumun Karadeniz’deki deniz hayatının 17 yıl içerisinde yok olmasına neden olacağını dile getirdi.

RADYASYON ORANI YÜKSELECEK

Sinop’ta bulunduğu süre boyunca yanında bulunan aletle ölçüm yapan Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, 0,08 mikrosivarat ölçtü. “Bu rakam dünya ortalamasının çoğu yerinden aşağıda. Burası bir cennet” diyen Kılıç, nükleer santral sızıntısından dolayı bu rakamın en az 10-15 misli fazlasının olacağını belirtti.
Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen NKP üyeleri, Sinop’ta bir kongre düzenleyerek, yeni dönemde nükleer karşıtı mücadeleyi nasıl örgütleyeceklerini tartıştı.

GERZE DENEYİMİ CESARET VERİYOR

Sinop’a kurulacak bir termik santralin riskli ve tehlikeli olduğunu ifade eden Sinop Nükleer Nükleer Karşıtı Platform, geçtiğimiz aylarda kendini yeniledi. Platform, içinde siyasi parti, dernek, oda ve sendikaların bulunduğu 60 demokratik toplum örgütünün barındırıyor. Zaten Sinop’ta toplam 70 adet demokratik kitle örgütü bulunuyor.

Sinop’taki nükleer karşıtlarının tek avantajı bu değil. Yanı başlarında Gerze gibi bir deneyim bulunuyor. Görüştüğümüz Sinoplular, Gerze’de kurulmak istenen termik santrale karşı zafer kazanan köylüler gibi, nükleer santrale karşı da kazanacaklarını düşünüyor. Nitekim İnceburun’un etrafında bulunan köylülerin de santrale karşı olma eğilimi bu fikri güçlendiriyor.
2011 yılında yaşanan Fukuşima felaketinin ardından Greenpeace’in A&G araştırma şirketine yaptırdığı araştırmaya göre, Sinop halkının %76’sı nükleere karşı. Sinop Nükleer Karşıtı Nükleer Karşıtı Platformun yaptırdığı araştırmaya göre ise, Sinopluların yüzde 80’i karşı.

Çıkan bu yüksek rakamda, 1986 yılında yaşanan Çernobil nükleer felaketinin sonuçlarının Sinoplular tarafından da görülmesinin etkili olduğunu söylemek mümkün. Ayrıca görüştüğümüz CHP’li belediye başkanı Baki Ergül ve CHP Sinop milletvekili Engin Altay da, Sinop’a nükleer santral yapılmasına karşı olduklarını net bir biçimde ifade ediyor.

SİNOPLULAR NE DİYOR?

Şaziye Demir (Nükleer santralin yapılacağı alan içinde kalan Abalı köylüsü): 30 yıldır bu köyde yaşıyorum. Biz buraya nükleer santral kurulmasını istemiyoruz. Köyümüzün gelir kaynağı çok güzel. Ormanımızdan olsun, yeter ki çalış yani. Bağ bahçemiz de var. Nükleer santral ne yapacak bilmiyoruz, ama patladığında çok büyük zararı olacakmış. Sağlığımıza zararlıymış. İstemiyoruz o yüzden. Karşı çıkmak için bir eylem falan olursa katılırız. Kimse taraftar değil. Bu köy taşınacakmış diyorlar. Biz köyümüzü bırakmak istemiyoruz.

Fikran Soylu (Abalı köylüsü): Nükleer santral bağ bahçeye zarar verir diyorlar. Santral kurulunca köyümüz taşınacak diyorlar. Buradan gitmek istemiyoruz. Burada doğdum, burada büyüdüm.

Ayşe Köse: Nükleer santrale çocuklarımın geleceği için hayır diyorum. Kimse ölmek ister mi? Biz hala Çernobil’in etkisindeyiz. Biz eskiden salatalık yiyorduk, ama Çernobil patlama olduktan sonra bir şey yiyemedik. Kestane ve şeftali ağaçlarımız hastalık içinde kaldı. Bunlar tekrar yaşamak istemiyoruz. Sinop’umuz çöl olur. Gelirlerse de santral yapmaya, geçerim önlerine, yaptırmayız.

Burak Yağcıoğlu (Üniversite öğrencisi): Halkı iş sahası açılacak diye kandırıyorlar. İkiye ayrılıyor halk. Daha çok bilgi verilmesi lazım nükleer konusunda. Sinop çok güzel bir yer. Nükleer santral gerek var mı yok mu bilmiyorum. Ama birilerin çıkarı için Sinop’u tehlikeye atıyorlar.

Kadriye Göl(TEMA Sinop temsilcisi): Kazmayı vurdurmayacağız. Hukuk davası açacağız. Uluslararası mahkemelere kadar götüreceğiz.

Oktay Türkoğlu (Abalı Su Ürünleri Kooparatifi): Nükleer santral, balıkçılığa zarar verecek. Deniz suyu ısınmasıyla balıklar sahayı terk edecek. Balıkçılık tamamen duracak. Deniz suyunu ısıttığı bir yerde ben o balıktan alıp yemem, vatandaşın da alıp yiyeceğini düşünmüyorum.

FUKUŞİMA’NIN YIL DÖNÜMÜ

Bugün Fukuşima’da yaşanan nükleer felaketin yıl dönümü. 11 Mart 2011 yılında Japonya’daki Tohoku Depreminin ve tsunamisinin ardından, Fukuşima Nükleer Santrali’nde meydana gelen kaza, Çernobil’den sonra dünyanın en büyük nükleer kazası olarak tanımlanıyor. Nükleer santralin tüm reaktörlerinde meydana gelen kaza sonrası kilometrelerce alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı. Yüz binlerce insan evlerinden tahliye edilirken, sosyal desteklerin yetersiz olması nedeniyle bu insanlar kaderleriyle baş başa bırakıldı. Bir kazaya en hazırlıklı ülke olarak tanımlanan Japonya’nın bile böylesi bir nükleer kaza karşısındaki acizliği, nükleer santral sevdasının ne denli tehlikeli olduğunun da bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Sinop’taki nükleer santral de Japonya ve Fransa ortaklığında yapılacak.

İlgili Dosyalar:

  1. haber fotoğraf [JPG] [6.07K]
Share
İlgili Eğitim