Skip to main content
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Doğanın ve Kadının Özgürlüğü İçin: Ekofeminizm

Kadın ve doğa aynı kapitalist sistem tarafından baskı altına alınmaktadır. Öyleyse ne mutfak, ne de erkeklerin yönetiminde ekolojik çiftlik. Ne de ekoköylerde aksesuar olmak!

İçerik Alınlık Resmi

Kadın ve doğa aynı kapitalist sistem tarafından baskı altına alınmaktadır. Öyleyse ne mutfak, ne de erkeklerin yönetiminde ekolojik çiftlik. Ne de ekoköylerde aksesuar olmak!

haber fotoğraf
Ekolojik (ve tabii ki onun sonuçları olarak toplumsal) kriz karşısında yaşamını değiştirmeye çalışan kadınları haliyle öncelikle sağlıklı gıdaya nasıl ulaşacakları, aileleri ve çocuklarını daha sağlıklı nasıl besleyecekleri ilgilendiriyor. Sevindirici olan bu bağlamda ekolojik konularla ilgili kadınların kendi aralarında dayanışma grupları oluşturması. Siyanürlü altın madenlerine, Nükleer Santral projelerine ve HES’lere karşı hep en önde yürüyen köylü kadınlarımız da az değil. Hele hele tohumun kendi içindeki bilgelik enerjisiyle Tohum Takas Şenlikleri’nin neredeyse hepsinde kadınların payı %80 den fazla. Kadın ve doğa kapsamında bu evrimsel akışı belgelemek ve kayda geçirmek gerektiğine inanıyorum.

2013 de yükselen Gezi Hareketi’nde kadın ise başlı başına ele alınması gereken bir konu. Ancak şunu söylemeden geçmeyeceğim: hareket alanının çevresel düzen ve temizliğinden tutun da kadınların yürüttüğü bir dizi kampanyaya kadar kadının harekete katkısı kadınlar olmazsa olmazdan ötedir. Gezi hareketi vasıtasıyla kadın kamusal ve toplumsal alanda varlığını özgürlük ve dayanışma zeminlerini artırdı. Forumlarda yüzde 50 kadın sesi duyar olduk.
Yazımızın asıl konusu ekokadın olduğuna göre yalnızca ekolojik krizde nasıl tutunacağına değil endüstriyel beslenme şekline karşı alternatif bir yaşam oluşturmak isteyen kadınlar katıldıkları ekolojik kurslarda kreş talebinde bulunmaya başladı. Çocukların böylesi eğitimlerin parçası olarak yetiştiğine tanık olmak çok güzel olabilir. Ne var ki çocuğa kreş arayan da eğitim alma çabasında olan da aynı kadın ve kadınlar bu sorunu da kendi aralarında çözmeye çalışır durumdalar. Sanki çocuk yalnız kadının sorumluluğunda gibi... Eko kadın patriarkal değerlerin çarkından geçerek mi var olacak?

Anladığım kadarıylaSlow Food hareketinde yer alan kadınlar mutfaklarına sahip çıkarak, sağlıklı beslenen, sağlıklı nesiller yetiştirmek gibi bir bilinçle hareket ediyor. Ancak biz kadının mutfaktan ve dört duvar arasından kurtulmasını savunagelerek özgürlüklerimizi kazanma yolunda değil miyiz? Bunun yanında kırsal kesimde Slow Food Konviviumları'na giden ve gıda üzerine iş kurmuş güçlü kadılar da tanıdım. Artık kadın tarlasına, tohumuna, bütçesine, hatta uluslararası seyahat özgürlüğüne sahip çıkıp yaptıklarını paylaşacak zemine taşıyor diye sevinç duydum. Ne var ki bunların çoğunluğa oranı devede kulak misali…

Tarihsel olarak eşitsizliğin belirmesinden bu yana kadınlar, yakacak odun toplanması, tohumun korunması, yenebilir bitkilerin toplanması ve evcil hayvanların beslenmesi vb. en önemli işleri yapageldiler. Hatta Bangladeş ve Hindistan gibi ülkelerde ailelerin gıda ihtiyacı yüzde70–80 arasında kadınlar tarafından sağlanmaktadır. Fakat kadınlar toprağı işleyecek öküz almak için mikro kredi çarkının içine düşerken tarla ve öküz hakkında yine erkek karar vermekteyse sonuçta pek bir şey değişmiyor. Hatta kadının mikro kredi alarak kazandığını gidip savuran birçok erkek olduğu için bu kredilerde fiyasko payı da dikkate alınmaktadır. Böylece kapitalizmin reformlarını destekleyen bilinçsiz kadın yine patriarkiye hizmet ediyor konumundadır.

Kentli ya da kentten kırsal kesime ekolojik yaşamak için giderken eğer endüstriyel yaşam biçimini benimsemiyorsanız toprağa dayalı işlerin hepsi o kadar zaman alıcıdır ki; neredeyse günde 6- 8 saat çalışmayı gerektirir. Halihazırda kentte yaşamama rağmen ekolojik olarak kendi tasarladığım minicik bahçemden çıkan her türlü şeyi değerlendirmeyi ve ürün fazlamı dostlarla paylaşmayı ya da takas etmeyi seven biri olarak bunu çok iyi biliyorum. Sebzesinden, şifalı otuna, hasatından, konservesine bu tür işlerin ne kadar zaman aldığını siz düşünün. Elbette ev ve ofis temizliği gibi işlerde bir başka kadını kullanmayı reddediyor ve üstüne üstlük çocuğunuzu ve ailenizi sağlıklı beslerken ekolojik ayak izinizi de en aza indirgemek için çoğu şeyi dönüştürmeyi amaç edinmişseniz neredeyse tam zamanlı işçisiniz demektir. Evet işler belki zevklidir ama her zevkli iş sğrekli aynı kişi tarafından yapılırsa monotonluk oluşur. Aklınız kamusal alanda olsa da yapmak istediğiniz bir dizi işi sürekli ertelemeniz gerekir. Üstelik bu işlerde hakim kültürel değerlere kafa tutup sizin yanınızda olduğunu düşündüğünüz erkek tarafından dahi bir gün değersiz görülebilir. Çünkü var olan patriarkal kapitalist sistemde çabalarınızın karşılığı ölçülemez. Rakamlarla ifade edilemez. Üstelik hiçbir hakim kültürün elemanı kendine tanınan ayrıcalıktan kolay vazgeçemez. Bu değer sistemini nasıl değiştirebiliriz? Belki kısa vadede bütçemize ve toplumsal anlamdaki yerimize de sahip çıkarak...

Kadın ve doğa aynı kapitalist patriarkal sistem tarafından baskı altına alınmaktadır. Bu sistem ki; erkek egemen olduğuu kadar insan merkezli, militarist, sınıfsal ve hakim kültürü destekler. Çabalarımızla değer sistemlerini değiştirmeye çalışırken evrende her şeyin kozmik bir bütünlük içinde olduğunu da bilerek hareket ederiz. Duruşumuz endüstriyel sistemin bizi doğadan koparmış olmasına bir eleştiridir.

Ancak bunların hepsi erkek ya da başka cinsler üzerinde kendi varlığımızı üstün görerek kısacası bir başka erk yaratarak değil. O zaman eşitlikçi topluma nasıl ulaşacağız? Yapmamız gereken karar mekanizmalarında söz sahibi olmak için sağlıklı gıdaya erişmeyi de, gıdanın demokratikleşmesini ve hatta topraksızların topraklarına kavuşmasını da Latin Amerikalı çiftçi örgütü La Via Campesina'daki kadınlar gibi demokratik agro-ekolojik dönüşüm mesajları verirken cins konusunu da vurgulayarak... Çünkü gıdanın demokratikleşmesi bir bütündür. Aynı kozmik bütünlük gibi... Toprağa ekilen tohumdan, toprağın nasıl ve kimlerle işlendiğine, onların patronla ve kendi aralarındaki ilişkilere vs vs.

Umarım Türkiye’de hem feminist hem de ekolojist kadınların sayısı günden güne artar ve bir ekofeminist hareket filizlenir. Zamanla da kültürel ekofeministler ve esensialistlerin çizgisine düşmez. Çünkü bu tam da uğraştığımız özgürlük alanlarımızı genişletmeyecek bir duruş olabilir. Kadın rolü ve erkek rolü gibi ikilemler, kadın doğurgan olduğu için doğaya daha yakındır saçmalıkları bizi ancak biyolojik determinizmin kucağına atar. Eko merkezcilik, tanrıça kutsallığı ve anaerkillik ise ekolojik ve toplumsal krizi bir bütün olarak değil yalnızca belli pencerelerden görerek resmin bütünlüğünü kaçırmaktır. Her şey toplumsal olarak şekillenir--iş bölümü de ekonomik değerler de. Feministlerin dünyayı değiştiren evrensel şiarı Kişisel Olan Politiktir (Personal is Political) sözünün yalnızca kadın-erkek gibi dualist açıdan değil, tüm cinsler için de dünyamızı değiştiren en önemli sloganlardan biri olduğuna inanıyorum. 21. Yüzyılın birçok alanda olduğu gibi kadın erkek ve hatta öteki cinslerin aydınlanmasında önemli bir zaman dilimi olacağına inanıyorum. Öyleyse ne mutfak, ne de erkeklerin yönetiminde ekolojik çiftlik. Ne de ekoköylerde aksesuar olmak! Sonra İsrail’deki Kibutz ekoköyündeki kadın rolüne düşülebilir. Son yıllarda Kibutza gidip gelenler Kibutz kadınlarının çamaşır yıkayan, çocuk büyüten, 'mutfağına sahip çıkan' sıradan bir kadın haline geldiğini söylüyor. Kazanımların bir de böylesi bir ekomerkezcilikle elimizden kayıp gitmesi söz konusu... Öyleyse, hakim patriarkal kapitalist endüstriyalist sistemde bir evrim ve devrimin parçası olurken hep uyanık kalmak niyetiyle özgür eko kadın hareketi (ekofeminizm)ne merhaba! (ED/ÇT)

---
* Kadın ve Ekoloji (ekofeminizm) konusunda 20 yıldır çeşitli ülkelerde gözlem yapıyor ve 4 yıldır da Türkiye de ekolojik eğitimler veriyor. 2010’da içinde kendi ve dünya çapında radikal feminist hareketin liderlerinin de yazıları bulunan Kadınlar Ekolojik Dönüşümde adlı derleme bir kitabı Yeni İnsan Yayınevi’nden yayınlandı.

Kaynak: Bianet/Emet Değirmenci

İlgili Dosyalar:

  1. haber fotoğraf [JPG] [42.68K]
Share
İlgili Eğitim