Skip to main content
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Kadına Yönelik Şiddet Sürüyor

Uzmanlar, sorunu ataerkil kültüre ve yasal koruma zafiyetine bağlıyor.

İçerik Alınlık Resmi

Uzmanlar, sorunu ataerkil kültüre ve yasal koruma zafiyetine bağlıyor.

haber içerik görsel
Geçtiğimiz ay Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan verilere göre, son beş yıl içinde cinsel saldırı suçlarında yüzde 30'luk bir artış yaşandı.

Tecavüz kurbanlarının yarısı 18 yaşından küçükken, kurbanların yüzde 10'unu erkek çocukları oluşturuyor. Failler genellikle kurbanların yakınları, aile bireyleri oluyor. TÜİK'in açıklamasına göre, kadın şiddet kurbanlarının çoğu, kendilerine şiddet uygulayan kişinin eşleri olduğunu bildiriyor.

Son yıllarda bildirilen cinsel taciz vakalarının sayısında bir artış söz konusu. Mevzubahis rakam, 2006 yılında 489, 2007 yılında 540, 2008 yılında 589 ve 2009 yılında 624 şeklinde bir seyir izliyor.

SES Türkiye'ye demeç veren Bahçeşehir Ünversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu, resmi rakamların sorunun gerçek boyutunu yansıtmıyor olabileceğine değinerek şöyle dedi:

"[Kurbanlar] yaşadıkları sosyal çevreden dışlanmak istemiyorlar. Namuslarını ve kendi canlarını korumak istiyorlar, çünkü cinsel saldırı bildirilip herkes tarafından bilinen hale gelince yakınları tarafından öldürülüyorlar veya intihar etmeleri talep ediliyor."

"Bazen şikayetçi olmuyorlar çünkü saldırıyı kanıtlayamıyorlar ve saldırganın ceza alamayacağından veya davanın yıllar süreceğinden eminler. Çünkü bu durumda saldırıdan defalarca bahsetmesi ve bu travmayı sürekli yaşaması gerekecek."

Bilgi Üniversitesi'nde görevli kadın hakları uzmanı Itır Erhart, SES Türkiye'ye açıklamalarda bulunarak, kadına yönelik şiddetin önünün alınamamasına sebep olarak siyasi iradenin yetersizliğini gösterdi.

Erhart, "Bu konudaki yasaların iyi olması çok önemli. Yani kadınların haklarını ihlal edenler, ister siyasetçi, ister film yıldızı, ister tanınmamış biri olsun, yaptıkları yanlarına kâr kalmamalı. Türkiye'de kadına karşı şiddetin, kültürün içindeki geleneksel roller, ataerkil yapı ve cinsiyet eşitsizliği gibi dinamiklerle desteklendiği görülüyor," dedi.

Kadın haklarıyla ilgili haberler yapan Jin Haber Ajansı, TÜİK, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, emniyet makamları ve jandarmadan derlediği bilgilere dayanarak, son 15 yılda tecavüzle suçlanan ve aralarında asker, korucu, gardiyan ve polis memurlarının da bulunduğu 409 kamu görevlisinin ceza almadığını bildirdi.

Türkiye, kadınlara daha fazla koruma sağlanması ve faillerin daha sert bir şekilde cezalandırılması amacıyla Mart 2012'de kadına yönelik şiddetle ilgili yeni bir yasa çıkardı. Polis memurlarına da, kurbanın korunması gereken durumlarda aile mahkemesinden onay alınmasına gerek olmaksızın derhal koruma emri çıkarma yetkisi verildi.

Yasa ayrıca şiddetle mücadele amaçları doğrultusunda saldırganların takibini sağlayan elektronik bileklikler ve kadınların tehlike anında ilgili makamları uyarmasını sağlayan alarm mekanizmaları gibi teknolojilerden daha fazla yararlanılmasını da öngörüyor. Ayrıca hayatı tehlikede olan kadınların resmi kimliklerini değiştirmesine de olanak tanınıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve silahlı kuvvetler personeline, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve cinsiyet eşitliğinin güvence altına alınmasına dair özel eğitimler verilip bu konuda atölye çalışmaları düzenleniyor.

Geçmişte eğitim konusundaki eksikliklerin de sorunda payı bulunduğunu belirten Erhart, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kadın ve kızlarla doğrudan ilgilenen ve saldırganları eylemlerinden ötürü sorumlu tutmakla mesul düşük rütbeli polis memurlarının doğru şekilde eğitilmesi son derece önemli."

Uzmanlara göre kurbanlar için yeterince sığınma evi de mevcut değil. Yasaya göre nüfusu 50 binin üzerindeki her belediyede bir sığınma evi olması gerekirken, ülke çapındaki sayı 63 ile sınırlı.

İstanbul'dan kadın hakları savunucusu avukat Bahar Ünlüer Öztürk, SES Türkiye'ye şunları söyledi: "Türkiye'nin uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan taahhütleri neticesinde, kadınlara sığınaklarda barınma, mesleki eğitim, istihdam, çocuklarına kreş desteği verilmesi gerekiyor. Kadınlar kendilerini ne kadar güvende hissederlerse, şiddete de o kadar karşı koyarlar."

İstanbul merkezli Kadınlarla Dayanışma Vakfı KADAV'dan Serap Güre Şenalp ise kadınlar için yeterli yasal destek olmaması yüzünden şiddetin yaygınlaştığını kaydetti.

Şenalp, "Eğer kadın sığınağı, devlet koruması, mali destek yoksa, davalar çok uzun zaman sürüyorsa, kadın saldırıyı kanıtlamak için çok fazla testten ve kurumdan geçmek zorundaysa, yetkili merciler tüm şiddete rağmen kadına eşinin yanına dönmesini salık veriyorsa, bu durumda tüm bu etmenler zaten mevcut travmayı artıracak ve insanların bu şiddet sarmalından çıkma cesaretini kıracaktır," dedi.

Kaynak: Ses Türkiye

İlgili Dosyalar:

  1. haber içerik görsel [JPG] [41.93K]
Share
İlgili Eğitim