Skip to main content
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

'Maden' Artvin'in Yok Oluş Fermanıdır...

Artvin Çevre Platformu üyeleri ve İstanbul’daki Artvinliler ve çevreciler, Taksim'de Artvin'deki "Maden ocaklarına ve HES'lere hayır" dedi.

İçerik Alınlık Resmi

Artvin Çevre Platformu üyeleri ve İstanbul’daki Artvinliler ve çevreciler, Taksim'de Artvin'deki "Maden ocaklarına ve HES'lere hayır" dedi.

macahel HES protestosu
Artvin Çevre Platformu üyeleri ve İstanbul’daki Artvinliler ve çevreciler, Taksim’de Artvin’deki “Maden ocaklarına ve HES’lere hayır” dedi. Protesto gösterisinde, “Artvin’a da Taksim’e da degma Ceynem olda get” pankartı ve “Artvin’de maden katliamdır”, “Altınsız olur Artvin’siz olmaz”, “Artvin’de maden, Gezi Parkı’nda AVM istemiyoruz” dövizleri taşındı. Eyleme katılan grup, okunan basın açıklamasının  ardından Taksim Gezi Parkı’na yürüyerek direnişe destek verdiler...

Taksim tramvay durağında önceki gün saat 19.00 sıralarından toplanan Artvinliler ve çevreciler, öncelikle Gezi Parkı’nın direnişini başlatan ve onu yücelten, büyüten ve halen sokaklarda, meydanlarda, barikatlarda onurun savaşını veren yürekli insanları selamladılar. Açıklamada, “Selam olsun HES’lere, nükleer enerjiye, madene, yalana, talana, ranta, insaniyetsizliğe, vicdansızlığa karşı derelerimiz gibi çığlık olup akanlara!,Taksim direnişi tarihe altın harflerle yazıldı, yok edildiğinden endişe ettiğimiz “o büyük insanlığımız” yeniden ayağa kalktı. Etrafınıza bir bakın, bu ülkenin tüm renkleri şu an bu meydanda çevrenizdedir! Onların karalamaya çalışmaları kendi vicdanlarının karasıdır” denildi.

Taksim’in, Alsancak’ın, Kızılay’ın, Hatay’ın, Antalya’nın, Gazi’nin, Armutlu’nun, Dersim’in ve adını sayılmayan nice meydanın baharın tüm renklerinde açtığını inkar etme çabalarının boşuna olduğuna dikkat çekilen açıklamada şöyle devam edildi:

“Dostlar bu büyük uyanışta gün ülkeyi pazarlayanlara, sermayeye peşkeş çekenlere hep birlikte dur deme günümüzdür. Bugün Gezi Parkı’nda yapılacak AVM’ye itirazımız, ülkemizin her köşesinin yağmalanmasına itirazımızdır. Biz İstanbul Artvin Çevre Platformu ve Karadeniz’in isyankar çocukları olarak, Loç’tan Yeşilırmak’a, Solaklı’dan Munzur’a, Ergene’den Gerze’ye, Bartın’dan Fırtına’ya kadar, yıllardır tüm yağma projelerine, suyun, toprağın, havanın ve yaşam alanlarımızın ticarileştirilmesine karşı yaşamı savunan dostlarımızla buradaydık, burada olmaya devam edeceğiz. Gezi Parkı direnişçilerinin sesine ses, çığlığına çığlık olacağız çünkü bizim de derdimiz birdir ve büyüktür. Bizler Artvin’de yaklaşık 20 yıldır maden belasıyla savaşıyoruz. Bakın, biz neyin mücadelesini veriyoruz, neden Artvin’de madene hayır, diyoruz?”

Coşkun Çoruh yok edildi

Coşkun Çoruh’un yok edildiği, derelere göz dikildiği, suları almak için HES projelerinin hayata geçirilmeye çalışıldığı vurgulanan açıklamada, “Mücadele ettik, etmeye devam ediyoruz. Yapımını iptal ettirdiğimiz HES’ler var. HES’ler yetmedi, ülkeyi yönetenler bu defa gözlerini Artvin’in yer altına dikti. Maden Artvin’in yok oluş fermanıdır”değerlendirmesi yapıldı. Açıklamada özetle şunlar kaydedildi:

“Dünyadaki madencilik faaliyetlerini düşünürsek yemyeşil bir coğrafyada maden çıkarmanın ne gibi sonuçlar ortaya çıkacağı ortadadır. Daha da üzüntü verici olan yöneticilerin insana bakış açılarıdır. Enerji Bakanı Artvin madeni ile ilgili bir olarak:
‘Biz bölgenin yeraltı ve yer üstü kaynaklarına bakar, hangisi ağır basıyorsa ona göre tercihimizi yaparız’ dedi. Biz yerin üstünde yaşayan tüm canlılarla beraber yeterince kıymetli bulunmadık ki tercihlerini madenden yana yaptılar. Ama biz Artvinliler olarak Artvin’de yeşilimizle yeşile sahip çıkarak yaşamak istiyoruz, sırf kendimiz için değil bütün dünya, insanlık için. Çünkü madenin çıkarılacağı bölge dünyanın 25 sıcak bölgesinden biri ve hemen yanı milli parktır: Hatila Vadisi Milli Parkı.  Sahip olduğu 1400 adet bitki çeşitliliğiyle dünyanın önemli biyosfer merkezlerinden biri. Bu bölgenin yeşil kalması hepimiz için önemli sesimize ses verin, Gezi Parkı’nı da, Artvin’i de ve sermayenin tehdidi altındaki tüm topraklarımızı da hep birlikte kurtaracağız!

Artvin halkı 1990’lı yılların başından beri bu kararlı mücadelesi ile 2 maden şirketi ve pek çok mahkeme kararları eskitti. İlk ruhsat sahibi olan Cominco Madencilik, tepkilere direnemeyeceğini anlayınca ruhsatını İnmetMining’e satarak Artvin’i terk etti. 2009 yılında Artvinlilerin davası kazanma yoluna girince İnmetMining şirketi de Artvin’i terk etti. Bu dünyada bir maden tekelinin bir madeni terk ettiği ilk ve tek örnektir. Ancak ilgili bakanlık kesinleşmiş mahkeme kararlarını hiçe sayarak 2012’de bu kez Özaltın grubuna maden ruhsatı verdi ve bir kez daha karşısında Artvin halkının direnişini buldu. Ruhsatın iptali için açılan davaya 258 kurum ve kişi bizzat taraf oldu. Ama 2009 yılında ruhsatı iptal eden mahkeme bu kez sermayeye boyun eğdi. Bundan dolayı Artvin isyandadır. Geçtiğimiz 6 Nisan günü Artvin tarihinin en büyük, en coşkulu mitinglerinden birini yaptı. O günden beri de Maden şirketinin önünde nöbet tutuyor. Öğretmenlerimizi sürdüler, baskılar, tehditler artıkça kararlılığımız bileniyor.

Onun için bugün bir kez daha Taksim’den sesleniyoruz: Bizi Polis ve Kepçelerle ablukaya alacaksınız, yurdumuzun her köşesine sermayenin dozerlerini salacaksınız, sonra da bunlar elleri kolları bağlı durmuyor diye öldürmek için saldıracaksınız, sonra da ÖZÜR dilemekle mesele kapanmış olacak; Yağma yok!Biliyoruz ki asıl mesele kepçelerin arkasındadır. Tüm şehirlerimizde ve Anadolu’nun her köşesinde bütün kepçeler Tayyip Erdoğan için kazıyor, onun taşeronluğunu yaptığı sermaye için kazıyor! Önceki gün sokaklarda direnenlere hükümetin cevabı, 2010 yılından beri mücadele ettiğimiz ve ülkemizin tüm korunan alanlarını yağmaya açacak olan sözde Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanunu’nu tekrar meclis gündemine getirmek oldu. Dün kanunu tekrar geri çektiktiler. Tabiatımızı pazarlık aracı olarak görenlere yağma yok! barajlar, hes’ler, madenler, termik santraller, nükleer santraller, kentsel numarasıyla rantsal dönüşen mahalleler, avm’ye, otele kurban edilen kamusal alanlar… kepçeli faşizm bu iktidarın tek imalatı olan sistemdir.

Küresel sermayeye bu başbakanla istikrar sözü verenler kusura bakmasın. aslolan şimdi bu ülkenin küresel şirketlerin dümen suyuna değil, kendi geleceğine sahip çıkmasıdır.bu olmadıkça, biz bitti demeden bu kavga bitmez!Artvin’de madene hayır!Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber, ya hep beraber!”

Kaynak: Cumhuriyet

İlgili Dosyalar:

  1. macahel HES protestosu [JPG] [101.30K]
Share
İlgili Eğitim