Taksim Gezi Parkı'nın kentlilere rağmen alışveriş merkezine dönüştürülmesine yönelik tüm Türkiye'ye yayılan tepkiler 10. gününe girdi. Barışçıl gösterilerin polisin orantısız güç kullanımıyla engellenmeye çalışılması ve yurttaşların kente ilişkin temel taleplerinin görmezden gelinmesi Türkiye'de yolunda gitmeyen pek çok konuda biriken tepkiyi gün yüzüne çıkarttı.
Katılımcı demokrasi kanallarının iyi işleyemediği, karar alma mekanizmalarında sivil toplum katılımının gözetilmediği, temel hak ve özgürlüklere dönük ihlallerin yaşandığı bu süreç hepimizin önüne yeni görevler koyuyor.
Çağdaş bir demokrasinin vazgeçilmezi olan yönetime katılım mekanizmalarının oluşturulması ve doğru işletilmesi için acilen adım atılması gerektiğini belirtmek istiyoruz. Yerel yönetimlerde karar süreçlerine etki edecek biçimde Kent Konseyleri düzenlenmeli, merkezi kamu kurumlarında ve TBMM'de sivil toplumun başvuracağı, sürekli diyalogu sağlayacak mekanizmalar oluşturulmalıdır. Yurttaşların sürekli bir biçimde demokratik süreçlerin içinde olması garanti altına alınmalı. Diğer taraftan örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı, yurttaşların öz örgütlenme ve dönüştürme gücüne güven duyulmalıdır. Kamu sivil toplum katılımını, toplumsal uzlaşıyı ve demokrasiyi yaratacak bir güç olarak görmeye başladığı, kesintisiz diyalog kanalları oluşturulduğu zaman tüm farklılıkların özgürce yaşayabileceğine ve barışın kalıcı hale geleceğine inanıyoruz.
STGM olarak, sivil toplum içinde katılımcılığın ve demokrasinin gelişimi, örgütlülüğün ve özerkliğin güçlendirilmesi, sivil toplumun karar alma süreçlerinde söz sahibi olması misyonumuzla çalışmaya devam edeceğiz. Bunun yanında bugüne kadar yaptıklarımızı ve gelecek perspektiflerimizi değerlendireceğimizi, STGM'yi bunların ışığında dönüştüreceğimizi açıklamak istiyoruz. Önümüzdeki süreçte sivil toplumun karar alma süreçlerine etkin katılımı ve diyalogu için tüm kesimlerle ortak çalışmalara açık olduğumuzu duyuruyoruz.
Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği