Skip to main content
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

İHD ‘geçmişle yüzleşmek’ için kapsamlı bir çalışma başlatıyor!

İHD Diyarbakır Şubesi, gözaltına alınarak kaybedilen, faili meçhul cinayetlere kurban giden ve bölgedeki toplu mezarlara yönelik kapsamlı bir çalışma başlatıyor.

İçerik Alınlık Resmi

İHD Diyarbakır Şubesi, gözaltına alınarak kaybedilen, faili meçhul cinayetlere kurban giden ve bölgedeki toplu mezarlara yönelik kapsamlı bir çalışma başlatıyor.

Yürütülecek proje çerçevesinde bölge illerinde saha çalışmaları yapılarak, aktif veri depolanması sağlanacak. Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu gibi faaliyetler için önemli bir altyapı çalışması olacak çalışmayla, kayıpların ve toplu mezarların ortaya çıkarılması hedefleniyor. İHD Şube Başkanı Raci Bilici, “Bu ülkede geçmişte çok büyük kirlilikler yaşandı. 30 yılı aşkın süren savaş beraberinde büyük yıkımlar getirdi. Kayıplar, faili meçhuller ve toplu mezarlar yaşanan bu tahribatın en somut gerçekliğidir. Bu nedenle yürüteceğimiz çalışma büyük öneme sahiptir” dedi.                                                                                                                

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Avrupa Birliği Demokrasi ve İnsan Hakları Aracı’nın (DİHAA) desteğiyle bir proje başlatıyor. Altyapı çalışması tamamlanan ve uygulama aşamasına getirilen proje, “Kayıplar Geçmişimizdir, Geçmişimizle Yüzleşelim” adıyla yürütülüyor. Bölgede yıllar boyu kanayan bir yara haline gelen kayıplar ve toplu mezarları konu edinen proje çerçevesinde, kaybedilenlerin akıbetine ulaşılmaya ve var olan toplu mezarların açılması hedefleniyor. Bir yıl boyunca saha çalışması, halk toplantıları, kamuoyunu bilgilendirici faaliyetlerin yapılacağı projede, ayrıca bir veri tabanı oluşturularak, yaşanan olaylar kayıt altına alınacak.

Proje kapsamında Mayıs ayında Kayıplar Haftası münasebetiyle önemli bir çalıştay da düzenlenecek. Alanında uzman akademisyenler, aydınlar ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla 18-19 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek çalıştayda, geçmişle yüzlemenin önemi, kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılmasının yol ve yönetmeleri ve toplu mezarlar konusunda yapılması gereken çalışmalar tartışılarak, bu konuda bir yol haritası ortaya çıkarılacak.

Peki, bu projeye neden ihtiyaç duyuldu?

İHD Diyarbakır Şubesi, yıllardır “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” sloganıyla çeşitli eylem ve etkinlikler gerçekleştiriyor. 4 yıldır devam eden bu eylemde her hafta bir kayıp kişinin hikâyesi anlatılarak, akıbeti soruluyor ve sorumluların yargılanması isteniyor. Ancak bugüne kadar bu konuda pek sağlıklı bir ilerleme sağlanamadı. Anlatılan olaylar, ortaya çıkarılan kayıplar ve cinayetler adli merciler tarafından sorgulanmadı. Durum böyle olunca, bölgedeki kayıplar ve toplu mezarlar gerçeği, karanlıkta kalmaya devam etti.

İHD Diyarbakır Şubesi 2011 yılının sonlarında toplu mezarlara ilişkin bir rapor hazırladı. Rapora göre, bölge genelinde çoğu PKK militanlarına ait olduğu belirtilen 253 toplu mezarda 3 bin 248 kişiye ait cenazeler olduğu belirtiliyordu. Rapordan sonra halkın duyarlılığıyla gelen ihbarlar sonucunda bu sayının 4 bini geçtiği belirtiliyor.

Ancak, bu mezarların tamamı halen açılmayı bekliyor. Bu konuda İHD’nin savcılıklara yaptığı başvurular zaman zaman olumlu karşılansa da, son olarak Bitlis’teki toplu mezar örneğinde görüldüğü gibi, mezarların kepçelerle özensiz bir şekilde açılması, İHD’yi mezarların açılmasını durdurma noktasına getirdi. İHD’ye göre, toplu mezarların Minnesota Protokolü’ne göre açılması ve delillerin sağlıklı bir şekilde muhafaza edilmesi gerekiyor.

Daha sistematik ve bilimsel bir çalışma

Projeye neden ihtiyaç duyulduğuna ilişkin diğer hususları İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici’ye sorduk. İHD olarak yıllardır kayıplar, faili meçhul cinayetler ve toplu mezarlara ilişkin kapsamlı araştırmalar yaptıklarını belirten Bilici, “Ancak bugüne kadar yaptığımız çalışmaların halen yetersiz olduğu sonucuna vardık. Özellikle kayıplar ve faili meçhul cinayetler konusunda eksik bilgilere sahip olduğumuzu gördük. Yine toplu mezarların yerlerine ilişkin daha kapsamlı bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu tespit ettik. Böyle olunca bu çalışmayı daha sistematik ve bilimsel yöntemlerle yürütmemiz gerektiği sonucuna vardık. Bu proje böyle bir ihtiyaçtan doğdu” dedi.

‘Barış olsa da geçmiş araştırılmalıdır’

Çalışmanın temel amacının bu verilere ulaşmanın yanında geçmişte yaşananları daha sağlıklı bir şekilde ortaya çıkarmak ve bir hakikat komisyonuna zemin hazırlama amaçlı olduğunu vurgulayan Bilici, şöyle devam etti: “Bu ülkede geçmişte çok büyük kirlilikler yaşandı. 30 yılı aşkın süren savaş beraberinde büyük yıkımlar getirdi. Kayıplar, faili meçhuller ve toplu mezarlar yaşanan bu tahribatın en somut gerçekliğidir. Bu ülkede binlerce kayıp olduğunu biliyoruz. Yine binlerce faili meçhul cinayetin yaşandığı artık herkes tarafından bilinmekte. Bölgemizde 300’e yakın toplu mezarda binlerce insanın bedeni yatmakta. Bu gerçekler ortada dururken, kimse elimiz-kolumuz bağlı durmamızı beklemesin. Evet, içinde bulunduğumuz bir barış süreci var ama bizler gerçek bir barışın sağlanabilmesi için hakikatlerin ortaya çıkarılması gerektiği inancındayız. Yok, efendim, ‘nasıl olsa barışıyoruz, ne gereği var bu kadar acıları deşmeye’ demeye kimsenin hakkı yoktur. Çünkü bu coğrafyada çok kirli olaylar yaşandı ve bunun mağdurları var. Bugün biz elimizi çeksek de, bu mağdurlar kabul etmeyecektir. Nitekim dünya deneyimlerine baktığımızda; gerek Arjantin olsun, gerek Güney Afrika veya diğer başka ülkeler olsun geçmişleriyle yüzleşmeden toplumsal barışı sağlamamışlardır. Bu nedenle hakikatleri ortaya çıkarmaya ve geçmişle yüzleşmeye mutlak ihtiyacımız var.”

‘Saha çalışmasıyla karanlıkta kalanlar açığa çıkarılacak’

Yürütecekleri proje kapsamında birçok çalışmanın yapılacağını ifade eden Bilici, yapacakları faaliyetler konusunda şu bilgileri verdi: “Öncelikle bir veri tabanı oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu veri tabanında kayıplar, faili meçhul cinayetler ve toplu mezarlara ilişkin bilgileri depolayacağız. Elimizde var olan bilgileri gözden geçirerek, eksiklerini tamamlayacağız. Yine bugüne kadar ulaşamadığımız birçok olay var; bunları ortaya çıkararak veri tabanına ekleyeceğiz. Bunu yapabilmek için kapsamlı bir saha çalışması öngörüyoruz. Bölgede bulunan illerde, ilçelerde ve köylerde saha taraması yaparak, yaşanan olayları kayıt altına almayı düşünüyoruz. Bir nevi karanlıkta kalmış bazı olayları gün yüzüne çıkarmayı hedefliyoruz. Örneğin bu süre zarfından bize yapılan başvurular doğrultusunda bazı toplu mezarların açılmasını sağlayacağız. Bunun yanında bu çalışmalara daha bilimsel ve yerinde bakabilmek için bir çalıştay düzenleyeceğiz. Birçok uzman akademisyen, aydın ve yerelden sivil toplum örgütleriyle bu olguları tartışacağız. Yürütülen tartışmalar sonucu ortaya daha sağlıklı bir bilgi dağarcığı çıkarmak istiyoruz. Öte yandan bir yıllık süreç içerisinde görsel materyaller, yani afiş, billboard, broşür, kitap v.b basarak, halkın bu konularda daha duyarlı olmasını sağlayacağız. Ayrıca bazı illerimizde sivil toplum örgütleri ve halkla toplantılar yaparak, hem bilgilendirme yapacağız, hem de bilgi alacağız. Genel olarak çalışmanın çerçevesi bu olacak.”

‘Hakikatleri Araştırma Komisyonu’na veri sağlayabiliriz’

Yürüttükleri bu çalışmaların zorlu olacağını kaydeden Bilici, “Biliyoruz; hem dernek olarak, hem de proje ekibi olarak büyük zorluklar yaşayacağız. Ancak, bu çalışmanın yapılması gerektiği kanaatindeyiz. İHD olarak, bugüne kadar Türkiye’de hak ihlallerinin son bulması, bunların ortaya çıkarılması için büyük çabalar gösterdik. Sanırım bu anlamda önemli işler de başardık. Ancak önümüzdeki süreçte de bu kuruma büyük görevler düşmektedir. Çünkü bunca yılın en önemli tanıklarından biri İHD’dir. Muazzam bir arşive sahiptir. Yaşanan birçok hak ihlali ve olaylar derneğimiz sayesinde ortaya çıkarılmış, kamuoyuna açıklanmıştır. Şimdi bu bilgiler ışığında geçmişle yüzleşmeyi sağlayacak bir pozisyon almalıyız. Önümüzdeki dönemde resmi anlamda bir Hakikatleri Araştırma Komisyonu oluşturulması halinde biz, elimizdeki bu verilerle komisyona katkı sunmayı düşünüyoruz. Bağımsız bir kuruluşun yapacağı bu çalışma takdir edersiniz ki, büyük öneme sahiptir. Bu nedenle yürüttüğümüz bu çalışma ciddi anlamda etkili bir çalışma olacaktır.”

Share
İlgili Eğitim