Göç Platformu, Göç Haftası dolayısıyla Diyarbakır Sümerpark'ta zorunlu göç ile ilgili panel düzenledi.
Göç Platformu, Diyarbakır’da Göç Haftası etkinlikleri çerçevesinde Sümerpark Resepsiyon Salonu’nda panel düzenledi.
Moderatörlüğünü Sarmaşık Derneği Genel Sekreteri Şerif Camcı’nın yaptığı panele, Sarmaşık Derneği Başkanı Dr. Selçuk Mızraklı, Muazzez Onuk Özder, Diyarbakır Tabip Odası eski Başkanı Dr. Şemsettin Koç, Bağlar Belediyesi eski Başkanı Av. Cabbar Leygara, BDP Muş Milletvekili Demir Çelik ve zorunlu göç mağduru Fikriye ana katıldı.
Panelde ilk sözü alan Fikriye ana, yaşadığı zorunlu göçü anlattı. Ardından konuşan Bağlar Belediyesi eski Başkanı Av. Cabbar Leygara, “Göçün kent üzerindeki etkileri” başlıklı bir sunum yaptı. Leygara, '90’lı yıllarda yanan köyleri gördüğünü, Silvan’daki köylerde yaşayan insanların can havliyle kaçışlarını gördüğünü paylaştı. Beşikteki bebeğin dumandan boğularak öldüğünü gördüğünü söyleyen Leygara, “’90’lı yıllarda göç bir gece yarısı başladı” dedi.
“Kentlere plansız göçlerden kaynaklı okullar yetersiz kaldı, evler yetersizdi, altyapı yetersiz kaldı” diyen Leygara, okullarda 40 kişilik sınıflarda 80 kişinin kaldığını belirtti. Köyde zengin olanların kente geldiğinde fakir duruma düştüğünü söyleyen Leygara, yoksulluğu en çok kadınların yaşadığını belirtti. Leygara, göç ederek kentte yaşama zorlananların psikolojisinin bozulduğnu kaydetti.
Leygara’nın ardından Diyarbakır Tabip Odası eski Başkanı Dr. Şemsettin Koç, “Göz ve sağlık” başlıklı sunum yaptı. Koç, göçten kaynaklı bulaşıcı hastalıkların arttığını söyledi. Göç edenlerin sağlık konusunda bilinçli olmadıkları için sıkıntılar yaşadıklarını kaydeden Koç, sağlık alanındaki yetmezlikler yaşandığını, bunun dil sorununda açığa çıktığını, sağlık sorununu anlatma ve anlama sorunu yaşandığını belirtti. Göç edenlerinin psikolojilerinin bozulduğunu söyleyen Koç, bunda bölgede yaşanan çatışmalı ortamın etkisi bulunduğunu kaydetti.
Kadınlar, çocuklar ve yaşlıların göçten en fazla etkilenen kesimler olduğunu vurgulayan Koç, bu kesimlerin daha fazla sağlık sorunu yaşadığını söyledi. Zorunlu göçe maruz kalmış insanların bulaşıcı hastalık, kızamık, tüberküloz ve hepatit gibi hastalıklara yakalandığını belirtti. Göç alan bölgelerde ise çocuk, anne ölüm oranlarının fazla olduğunu kaydeden Koç, yine bu bölgelerde sigara, alkol ve madde kullanımının da arttığını söyledi.
Ardından söz alan Muazzez Onuk Özder, “Göçün sosyolojik boyutu”na dair değerlendirmelerde bulundu. Özder, kadınların yaşadığı en büyük travmanın kendi dilini konuşamamak olduğunu söyledi. Devletin zorunlu göç ile Kürtlere yönelik yoksullaştırma politikası izlediğini kaydeden Özder, kadınlarda bu durumdan dolayı öz güven eksikliği gözlendiğini belirtti. Yoksulluğun şiddetle bütünleştiğini söyleyen Özder, “Göç nedeniyle aileler parçalanmıştır” dedi.
Sarmaşık Derneği Başkanı Dr. Selçuk Mızraklı ise, “Göç ve yoksulluk” başlıklı bir sunum yaptı. Kürt dilinde göçün, göçertme, tehcir anlamına geldiğine söyleyen Mızraklı, “Biz şehirleri Kürtleştiremediğimiz için göçe hazırlıksız yakalandık” diye konuştu.
BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, “Göç ve siyaset” konulu bir sunum yaptı. Göçlerin doğal nedenlerden dolayı olduğunu ama tehcirin egemen devletler tarafından halka dayatıldığını söyleyen Çelik, söylenmesi gerekenin göçertme, tehcir olduğunu belirtti.
Çelik, coğrafyayı insansızlaştırma, Kürtleri coğrafyasından uzaklaştırmanın tarihsizleştirme olduğunu söyledi. Çelik, göçertmenin temel argümanlarının, toplumu kişisizleştirmek, tarihsizleştirmek, asimilasyon, ehlileştirmek olduğunu söyledi. Çelik, yaşananları ise “insanlık trajedisi” olarak tanımladı.
Panel yapılan sunumların ardından soru-cevap şeklinde devam etti.
http://www.etha.com.tr/Haber/2012/06/21/guncel/diyarbakirda-goc-paneli-duzenlendi/