BM Nüfus Fonu yetkilileri, kürtajın nedenlerinin yasal engellerle ya da ahlaki kınamayla çözülemeyeceğine dikkat çekiyor, koruyucu yöntemlerin erişilebilir kılınması, cinsel sağlık derslerinin müfredata girmesi ve kadının statüsünün güçlendirilmesi gerektiğini söylüyor.
bianet'in sorularını yanıtlayan UNFPA Üreme Sağlığı Ulusal Koordinatörü Dr. Gökhan Yıldırımkaya da, beş yılda bir yapılan Türkiye Nüfus Sağlık Araştırmaları'nın, kürtajın düzenli olarak azaldığını ve giderek bir aile planlaması yöntemi gibi kullanılmaktan uzaklaşılmaya başlanıldığını ortaya koyduğuna dikkat çekiyor.
UNFPA, uzun yıllardır üreme sağlığı ve koruyucu yöntemler konusunda Sağlık Bakanlığı'nın verdiği eğitimlere eğiticilerin eğitimi ve standardı konularında teknik ve mali destek sağlayarak programlar üzerinden işbirliği yapıyor. Ayrıca sivil toplum kuruluşları aracılığı ile de gençlere yönelik eğitim programlarını içerik, teknik ve mali yönden destekliyor.
Yıldırımkaya, kürtaj talebini azaltmanın en etkili yöntemlerini şöyle sıralıyor:
* İlköğretimden başlayarak yapılandırılmış bir cinsel sağlık ve üreme sağlığı konularını yaş grubuna uygun olacak şekilde müfredatın parçası haline getirmek,
* Gençlere yönelik cinsel sağlık , üreme sağlığı akran eğitim programlarını yaygınlaştırmak,
* Genç Dostu Sağlık Hizmeti Merkezlerini yaygınlaştırmak,
* İstenmeyen gebeliklerin tümünü oluşmadan önlemek,
* Aile planlaması hizmetlerini birinci basamakta kaliteli, sürekli ve her düzeyde yaygın sunmak ve buna ilişkin hizmet ve malzemelerinin tümünü genel sağlık sigortası kapsamına almak,
* Kadının statüsünü güçlendirmek,
* Üreme sağlığında erkek katılımını güçlendirmek,
* Aile planlaması alanındaki yanlış toplumsal kanaatlerin önüne geçmek ve içinde din bilim insanlarının da bulunduğu kamu görevliler ile işbirliği yaparak, aile planlaması konusunda aydınlatıcı bilgilerin topluma ulaşmasını sağlamak,
* Toplumun üreme sağlığı konusundaki bilgi ihtiyacı ve duyarlılık yaratma çalışmalarını ilgili bakanlık ve kuruluşlarla eşgüdüm içerisinde sürekli uygulamak,
* Ülkede insan haklarını dayalı, 1994 Kahire Nüfus ve Kalkınma Bildirgesi'nde güvence altına alınan eylem planlarını tümüyle hayata geçirmek. (Bu bildirge, kadın sağlığını ve haklarını, nüfus planlama politikalarının odağına yerleştiriyor.)
"1983'te kürtajın yasallaşması, kadının mağduriyetini ortadan kaldırdı"
Huque, UNFPA adına yaptığı yazılı açıklamada, istenmeyen gebeliklerin oluşmadan önlenmesinin makul fiyatlarla, erişilebilir ve kabul edilebilir doğum kontrol yöntemlerini yaygınlaştırmak ve gençlere, kadınlara ve erkeklere, aileleri ve gelecekleri konusunda özgürce seçim yapabilmeleri için yeterli bilgi ve eğitim sağlamaktan geçtiğini söylüyor.
"Türkiye'de kadınların büyük çoğunluğu, kürtajın yasak olduğu 1983 yılından önce, sağlıklı olmayan kürtaj yöntemlerine başvuruyorlardı ve 70'li yıllarda sağlıksız koşullarda yapılan kürtajlar en önemli toplumsal sorunlardan biriydi. Bunun yasallaşması ve hizmetin eğitimli personel tarafından sunulması kadınının mağduriyetini ortadan kaldırdı.
"Kürtajın yasak olduğu o yıllara kıyasla 1983'ten sonra modern doğum kontrol yöntemleri daha çok yaygınlaştığı için kürtaj oranı da düştü. Kürtajın önlenmesinin en etkili yolu modern doğum kontrol yöntemlerinin etkili bir biçimde sunulmasıdır, istenmeyen gebeliklerin önlenmesiyle de kürtaja ihtiyaç duyulmayacaktır."
http://bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/138924-kurtaji-yasaklamak-yerine-yapilmasi-gerekenler
İlgili Dosyalar:
- unfpa [JPG] [9.17K]