5 Haziran Günü “Dünya Çevre Günü” olarak kabul edilmiştir. Her zaman olduğu gibi 2012 yılının 5 Haziran gününde de çevre adına pek çok etkinlikler düzenlenecek. Mücadele değil, kutlama boyutunda olan bu etkinliklerin çoğu amacından saptırılmış, çevre korumasına hizmet etmeyen, toplum bilincinde yanılsama yaratmaya aday etkinlikler olacak!
Su tasarrufunu öne çıkarmak isteyen “bulaşık makinesi” üreticisi, makine kullanıldığında ortaya çıkan enerji gereksinimin küresel ısınmanın asıl nedeni olduğundan asla bahsetmeyecek.
Elektrikli motoru ile “sıfır emisyon” garantisi veren araba şirketi, elektrik üretiminin büyük çoğunluğunu termik santrallerden sağlandığını, dolayısıyla elektrikli araba ile yapılan ulaşımda sıfır emisyon sağlanamadığını bildiği halde bunu gizleyecek.
Doğaya ve o yörenin insanına ait olan suyu şişeleyerek sahiplenen şirket;
* doğada yaptığı yıkımını,
* yok ettiği ağaçları ve ormanı,
* susuzluktan ölen hayvanları,
* kaynak suyunun kuyu suyuyla karıştırıldığını,
* kaçak kaynak kullanımına,
* pet şişelerin yarattığı çevre soruna,
değinmeden, şişedeki suyun ne kadar doğal bir su olduğunu kanıtlamaya çalışacak.
HES (Hidro Elektrik Santral) şirketi;
* aslında suya sahip olmak için bu işe giriştiğini,
* açılacak karbon piyasaları ile havadan para kazanacağını,
* bağlı olduğu holdingin kirli sanayi yatırımlarını karbon piyasalarında aklayacağını,
* elektrik üretmenin gerçekte en son hedef olduğunu
anlatmadan, yenilenebilir enerjiye yatırım yaparak doğaya hizmet ettikleri savunacak.
GDO şirketleri;
* GDO'ların, gıdanın ve insanın egemenlikleri altına alınmasında bir araç olduğunu,
* GDO'larla beslenen hayvanlarla yapılan deneylerde dört nesil sonra üremenin sona erdiğini,
* GDO'ların üretimi arttırmadığını,
bildiği halde GDO'ların açlıkla mücadele için yaratıldığını ön plana çıkaracak.
Kapitalist sistemin, giderek sıklaşan ekonomik krizlerinin temelinde;
* tüketimin istenen oranda artmaması,
* artması istenen tüketimle çevre sorunlarının katlanarak artacağını,
* tüketimi (kirliliği) attırdıkça varoluşunu sürdürebileceğini,
kimse anlatmayacak.
Ülkemizde çevreye yönelik her türlü yıkımın altında imzası olanlar, AKP Hükümeti ve onun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman ve Su Bakanlığı, doğada yapılmasına izin verdikleri tahribatın üzerini kapatarak, çevreyi sözde nasıl koruduklarını! anlatan etkinlikler düzenleyecekler.
Çevre sorunları konusunda sorgulanması gereken egemen sistem yani kapitalizm olduğunu kavrayamamış bazı çevre örgütleri, bu şirketlerin düzenlediği sözde çevre etkinliklerinde boy gösterecekler. Birçoğu farkında olmadan toplum üzerinde yaratılan yanılsamanın meşrulaşmasında önemli bir rol oynayacakl.
Biz DOĞADER olarak, Dünya Çevre Günü'nü mücadele günü, doğanın nesnel gerçekliğine ve uyumuna yönelik bir bilinçlenme günü olduğuna inanıyoruz. Doğaya uyumlu eşit ve paylaşımcı bir yaşam için mücadelemize katılın.
DOĞADER
Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği