Manisa Gördesli İbrahim Solak, çiftçilik faaliyetlerine engel getiren İzmir su ve kanalizasyon İdaresi (İZSU) aleyhine açtığı tazminat davasını kazandı.
İzmir’e içme suyu sağlayan Gördes barajının koruma havzası içinde bulunduğu için çiftçilere ilaç kullanımı, hayvancılık faaliyeti, gübreleme izni vermeyen İZSU, baraja 15-20 km uzaklıkta kurulan nikel madeni ile ilgili ise henüz hiçbir şey yapmış değil.
Gördesli çiftçi İbrahim Solak; Gördes Barajı yakın koruma alanı içersinde bulunan arazisinde uyguladığı tarımsal işlemlere, İzmir’e giden içme suyunu kirleteceğini savunarak sınırlama getiren IZSU aleyhine, bu sınırlamalardan önemli oranda zarar ettiği gerekçesiyle dava açtı.
Gördes barajının yapımını ardından İZSU, Solaklı gibi yörede çiftçilik ve hayvancılık yapanlara tarımsal ilaç, sanayi ilaç ve gübre kullanımını yasaklarken, hayvancılık faaliyetlerine de izin vermedi. Tek geçim kaynaklarının tarım ve hayvancılık olduğunu belirterek İZSU aleyhine dava açan İbrahim Solaklı adlı işçi, bu uygulamalar nedeniyle 15 bin TL’yi aşkın bir zararının olduğunu belirterek, bu miktarı İZSU’dan talep etti. Bilirkişinin de Solaklı’nın bu iddialarını destekler yönde görüş bildirmesinin ardından savunma yapan İZSU; açılan davanın bir ilk olduğunu belirterek, zarar iddialarının reddine kara verilmesini istedi.
İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Gördesli Çiftçi İbrahim Solaklı’nın zararlarının karşılanması için İZSU’nun 15. 737 TL ödemesine karar verdi.
GÖRDES BARAJINI UNUTUN!
Haber buraya kadar Gördes barajı nedeniyle çeşitli açılardan zarara uğrayan bir çiftçinin hak araması ve bunu kazanması olarak değerlendirilebilir. Oysa burada haberi önemli kılan bir birkaç değişik yönü daha var; Birincisi, İzmir’e 120 kilometre ötedeki bir yerden içme suyu sağlaması için yapılan Gördes barajının 15-20 km uzaklıktaki bir yere sülfirik asit liçi yöntemi ile nikel üretecek olan bir nikel madeninin kurulmaya başlamasıdır. Barajdan 600 metre kadar yüksek bir kotta bulunan nikel madeninin yaratacağı kirliliğin Gördes barajına etki edeceği, konunun uzmanı kişiler tarafından birçok kez dile getirildi.
Bir “vahşi madencilik örneği” olarak değerlendirilen Gördes Nikel Kobalt Projesi’nde 8.76 milyon ton sülfirik asit kullanılacağını, 37.7 milyon tonluk bir pasa dağı yaratacağın belirten jeoloji yüksek mühendisi Tahir Öngür, böylesi bir tahribatı “aynı zamanda doğaya karşı yapılmış bir saygısızlık” olarak niteliyor.
Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa da nikel madeninin işletmeye açılması durumunda İzmir kentini yönetenlere, Gördes Barajını unutma çağrısı yaptı.
İZSU’YA BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI
İzmir’de 250 bin kişinin içme suyunu sağlayacak kente 20 km yakınlıkta olan Çamlı Barajını, barajın yakınlarındaki Efemçukuru köyünde Kanadalı TÜPRAG şirketinin altın madeni için yaptırmayan AKP hükümeti, 120 kilometre ötedeki Gördes Barajını göstererek, “İzmir’in Çamlı Barajına ihtiyacı yok” diyorlardı.
Gördes Barajı yakınına yapılan nikel madeninin aynı zamanda barajı da kirleteceği uyarıları, İzmirlilerin zaten arsenik yönünden sıkıntılı olan içme sularını gelecekte çok daha büyük tehlikelerin beklediğine vurgu yapıyor. Nikel madeninin yıkıcı etkilerine karşı mücadele için kurulan Gördes Çevre, Kültür ve Tanıtım Derneği Başkanı Süleyman Güven, yöre kadar İzmir’e de olumsuz etkileri olacağını söylediği nikel madenine karşı İZSU yetkililerini birlikte mücadele etmeye çağırıyor. Madenin yakınlarındaki Hanpaşa ve Kalemoğlu köylüleri de tesis kurma aşamasındaki nikel madeninin içme sularını şimdiden kirlettiğini, ormanlarının yok edilmek istendiğini dile getirerek madene karşı çıkıyorlar.