Toplum Gönüllüsü yüzlerce genç, 10 yıldır önce kendilerini, sonra da toplumu dönüştürüyor. 10'uncu yılında TOG'u onlardan ve kurucusu İbrahim Betil'den dinledik.
Pek çok üniversitede örgütlü Toplum Gönüllüleri’nden (TOG) gençler, Sulukule’de kentsel dönüşümden dolayı eğitimleri sekteye uğramış, travma yaşamış çocuklarla ders çalışıyor. Onların sayesinde 200 Sulukuleli çocuğun eğitimine destek veren ‘Sulukule Gönüllüleri’ derneği hafta içi her gün açılabiliyor. Aynı gençler !f İstanbul kapsamında da ‘Yaşayan kütüphane’ adlı bir etkinlik düzenlemişti. ‘Yaşayan kütüphane’ bir nevi önyargı tedavi merkezi. Kütüphaneye gelenler, ötekileştirilmiş bireylerin yardımıyla ‘önyargılarından’ kurtuluyor. Örneğin bir seks işçisi, trans, şizofreni, HIV pozitif birey ‘kitap’ oluyor ve kendisini anlatıyor.
‘Gençlerin sivil toplum kuruluşu’ TOG, son aylarda gerçekleştirdikleri projelerden yalnızca ikisi bunlar... 2011’de, Türkiye’nin dört bir yanından 35 binin üzerinde genç gönüllü, 844 sosyal sorumluluk projesine imza atmış. En dikkat çekenlerden biri ‘alternatif gençlik haftası’. 19 Mayıs’ı statlarda kutlamayı reddeden gençler, “Savaş değil, toplumsal barış mesajı verelim” diyor, 18 Mayıs saat 21.00’de il meydanlarında barış işareti oluşturuyor, hafta boyunca etkinlikler düzenliyorlar. Bir nevi ‘mahalle boyutunda mikro kredi’ projesi olan ‘Genç Bank’, 15-25 yaş arası okula gitmeyen, sürekli işi olmayan mahalle gençlerine, proje fikirlerini TOG merkezlerine getirmeleri çağrısı yapıyor, oylanarak seçilen her projeye 600 TL veriyor, kaynak bulmaları için yol gösteriyor.
‘Aman kızım, derslerinle uğraş’
TOG’un 19’uncu ‘Gençlik Konseyi’ şubat ayında Gaziantep’te düzenlendi. Yılda iki kere gerçekleşen konsey buluşmalarında 100’ün üzerinde üniversiteden gönüllüler bir araya geliyor, projelerini, sorunlarını paylaşıyor, vakfın yönetim kuruluna girecek gençleri seçiyorlar. Kuruldaki 19 kişinin 8’i gençlerden oluşuyor. Her üniversiteden örgütlenmeyi temsilen iki kişi geliyor konseye: Bir erkek bir kadın, ya da iki kadın! Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Paker, niyetlerinin “Cinsiyet eşitliğini ana akımlaştırmak, her uygulamada eşitliği öne çıkarmak” olduğunu anlatıyor.
Konseydeki en kalabalık toplantılardan birinde üniversitelerin sorunları tartışılıyor. Gündemin birinci maddesi, ‘üniversitelerde özgürlük’. Tutuklu öğrencilerin sayısının artmasının aileleri de korkuttuğunu anlatıyorlar. Gençlerden biri, annesinin her telefon açtığında ‘Aman kızım sadece derslerinle uğraş. Sakın kimseye bulaşma, okuldan çıkınca hemen yurduna git’ dediğini söylüyor. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’den Esra, “Örgütlenemiyoruz” diyor. “Gençlerin bir araya gelebilecekleri alan yok.” ’Kilis Yedi Aralık Üniversitesi’den Adnan, “Örgütlenebilen gençlerin de okullarda ifade özgürlüğü sorunu var.” Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi’ndeyse durum çok daha karamsar. Muhammed, “Uludere’yi protesto ettik diye 40 kişi gözaltına alındı. Koridorlarda, tuvalet girişlerinde kameralar var. Polisler kamerayla geziyor” diyor. Yine de Dicle Üniversitesi’nde 100’ün üzerinde gönüllü olduğunu anlatıyor.
Vakfın kurucularından İbrahim Betil, “Üniversite kabul etmiyorsa dışarıda örgütlenin, kahvede örgütlenin” diyor. “Türkiye, gençlerinden korkan bir toplum oldu ama siz bir ideolojiye hizmet etmiyorsunuz. Rektörler de günün birinde bunu öğrenecek. Yalnızca hak savunuculuğu yapmak yeterli değil. Alkışlanacak projeler de yapmanız önemli.”
“Farklılıklarla yaşamak, kara tahtadan öğrenilmiyor”
Bugünün gençlerini nasıl buluyorsunuz?
İbrahim Betil: ‘2000’lerin gençleri duyarsız, sorumsuz’ sloganlarına inanmıyorum. Sorumluluk vermiyor.
Neden böyle bu?
İbrahim Betil: ‘Sus küçüğün söz büyüğün’ anlayışı. Yurttaş, hep devlete biat edecek. Nüfusun yüzde 60’ı 30 yaşın altında, ama milletvekillerinin yaş ortalaması 55’in üzerinde. Toplum, yetişkin, ergin, erişkin erkeklerin yönetiminde. Gelişmemizin önünde ciddi bir engeldir bu. Türkiye, ekonomik olarak dünyada 17’nci sırada olabilir ama sosyal gelişim açısından çok gerilerdeyiz. Bir yandan toplum giderek yaşlanıyor. Tarihi bir fırsat pencere-sindeyiz, iyi kullan-mamız lazım.
Gençleri nasıl değiştiriyor gönüllü olarak çalışmak?
İbrahim Betil: Yıllar önce Edirne’de yaşayan bir genç “Bir yılın sonunda Hakkâri, Kars, Konya, Trabzon... Türkiye’nin her noktasında yatacak yatağım oldu” demişti. Bunu çoğalttıkça toplumsal barışa doğru ilerleyebiliriz. Gençler birbirlerini temasla tanıyor. Farklılıklarla yaşamak, kara tahtadan öğrenilmiyor. Bir diğeri, bir konferans için belediye başkanından maddi destek isteyecek, Adana’dan Safranbolu’ya gidiyor. Randevusu yok, almıyorlar. Başkanın şoförüyle sohbet başlıyor. Şoför ne kadar istekli olduğunu anlayınca “Başkan arabaya binecek, sen dikkatini çek, ben arabayı durduracağım” diyor. Bizimki araba durunca projeyi iki dakikada anlatma becerisini gösteriyor. Başkan oracıkta 200 gencin bir haftalık masrafını ödemeyi kabul ediyor, 40-50 bin liradan bahsediyoruz. Bunun o gence sağladığı özgüveni düşünün. Bu imkânları ben sağlasam değeri aynı olmaz.
TOG’un yeni anayasadan istedikleri
Anadilinde eğitim, zorunlu askerliğin kaldırılması,YÖK’ün kaldırılması ve yerine akademik özgürlüğe saygılı, kodrdinasyon amaçlı yeni bir yapının gelmesi, siyasi partiye üye olma yaşının 16’ya, milletvekili seçilme yaşının 18’e düşürülmesi, herkes için sendikal haklar ve örgütlenme özgürlüğü, din dersi yerine seçmeli dinler tarihi dersi...
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1083716&CategoryID=77