Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının, Cerattepe maden sahasını yeniden maden arama sahası olarak ihaleye çıkarması, çevre örgütleri ve Artvinlileri yeniden harekete geçirdi.
2008 yılında Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde Artvin şehir merkezinin hemen üzerinde bulunan Cerattepe mevkiindeki maden sahasında çıkarılması düşünülen bakır ve altın madeni için verilen maden arama ruhsatları mahkeme kararı ile iptal ettirilmişti. 2008 yılında iptal edilen maden ruhsatı şimdi yeniden ihaleye çıktı.
Yaşanan bu gelişme üzerine Yeşil Artvin Derneğinin çağrısıyla bir araya gelen Artvin halkı, çok katlı otopark önünde bir basın açıklaması yaptı. Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan tarafından yapılan açıklamada maden sahasına karşı verilen mücadelede Artvin halkının kararlı olduğu belirtilerek “Artvin halkına ‘ya mücadele edilecek ya da Artvin’liler doğup yaşadığı bu toprakları terk edeceklerdir’ şeklinde iki seçenek sunuluyor” denildi.
Artvin’in ormanları, suları, toprağı, havası, kısacası geleceği için ciddi tehdit oluşturan gelişmelerin yaşandığına dikkat çeken Karahan, “Şu anda, şu saatte Ankara’da, daha önce tüm haklımızla beraber verdiğimiz mücadele ile sona erdirilen Cerattepe ile beraber şehir merkezinin üst mahallelerinden Genya Dağı’nın ardındaki yaylalara kadar uzanan iki maden sahasının ihalesi yapılmaktadır. Bilindiği üzere, söz konusu bu iki sahadaki madencilik faaliyetleri 15 yıllık inançlı ve kararlı mücadele sonucunda 24.10.2008 tarihinde mahkeme kararı ile bir bütün olarak sona ermişti. Ancak, yeni Maden Kanunu ve uygulama yönetmeliğinin yürürlüğe girmesi ile ülkemiz genelinde ilk olarak 1343 maden sahasının ihale yolu ile ruhsatlandırılacağı bizzat Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız tarafından açıklanmıştır. Açıklanan listede Artvin ili genelinde ihaleye çıkarılacak onlarca saha olduğu tespit edilmiştir. Artvin Merkezde ise Cerattepe ile beraber Kafkasör, Genya Dağı ve ardındaki yaylalar ile şehir merkezinin üst mahallelerini ve ilimizin içme suyu kaynaklarının önemli bir kısmını da içine alan 4 bin 156 hektarlık sahanın tekrar bu listede olduğu bilgisi şehirde büyük tepki ve endişe yaratmıştır” dedi.
DOĞAMIZIN YAĞMALANMASINI İSTEMİYORUZ
Tüm Artvinlilerin çevreye ve doğasına sahip çıkmakta kararlı olduklarını vurgulayan Karahan, “Biz Artvinliler olarak, yaşadığımız çevreye, doğamıza, kültürümüze, yer altı ve yer üstü zenginliklerimize sahip çıkma sorumluluğunun boşuna bir mücadele olmadığını, kararlı olduğumuz sürece eninde sonunda bu mücadeleyi kazanacağımızı 2008 yılında zaten kanıtladık. Ve belki de Türkiye’nin hiçbir bölgesinde olmayan bu birlikteliğimiz olduğu sürece, bir kez daha karşımıza çıkarılan bu mücadeleyi bu defa sadece Cerattepe için değil, Kafkasör için de, Genya Dağı için de tekrar kazanma başarısı göstereceğimize inancımız tamdır” dedi.
EN DEĞERLİ TOPRAKLAR BARAJ İÇİN FEDA EDİLDİ
Artvin halkının, Çoruh Nehri ve Çoruh Vadisi boyunca bulunan 410 kilometrelik en değerli topraklarının baraj yatırımlarına feda edildiğine dikkat çeken Karahan, “Bununla da kalınmamış, planlanan toplam 176 adet HES projesi ile bize ve doğamıza hayat veren derelerimize göz dikilmiştir. Tüm bunlara ilaveten, bir de ilimiz genelinde 325 adet maden ruhsat alanı tespit edilmiş ve bunlardan onlarcası için bu günlerde ihale aşamasına gelinmiştir. Gelinen bu noktada, yaşam alanlarımızı tehdit eden tüm bu müdahaleler ile bizce Artvin halkına iki seçenek sunulmaktadır; ya mücadele edilecek ya da Artvin’liler doğup yaşadığı bu toprakları terk edeceklerdir. Oysaki bizler, Cerattepe ve diğer maden sahalarının işletilmesi sonucunda bozulacak bir doğa, kirlenecek toprak ve tarım alanları, zehirli ürünler, içilemeyecek hale gelecek su kaynakları veya her gün ne zaman heyelan olacak korkusu ile yaşamak istemiyoruz. Bizler, daha önce defalarca tekrar ettiğimiz gibi Artvin’imizin bir eğitim, kültür, eko turizm ve sağlık kenti olması için çalışmalar ve yatırımlar yapılmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Açıklamanın ardından hep bir ağızdan “Artvin uyuma ormanına sahip çık”,” Artvin bizimdir bizim kalacak” sloganları atıldı.