Uluslararası Af Örgütü, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e bir mektup göndererek, şu an Meclis’te olan, mahkumların avukatlarına erişimini ve aileleriyle temasa geçmelerini ihlal edebilecek bir yasa teklifi konusundaki endişelerini dile getirdi.
Teklifler, görüşmelere konacak yasağın mecburi bir şekilde altı aya kadar uzamasına izin veriyor ama temyize gitme hakkı mevcut. Avukatı ile görüşme yasağı sırasında mahkumlar, barolar tarafından atanacak bir adli yardım avukatından, bir görevlinin nezaretinde yasal yardım talep edebilir.
Uluslararası Af Örgütü bu değişikliklerin onaylanması halinde, keyfi olarak uygulanmasından ve yürürlükte olan bir temyizden bağımsız, mahkumların avukatlarına ve ailelerine erişim hakkını ihlal edeceğinden endişe duyuyor. Mahkumların bir avukatın yardımı olmadan temyize gidebilme yetisi ciddi anlamda kısıtlanacaktır ve yerine sağlanacak herhangi alternatif bir temsil tarafsız olmayacaktır. Seçilen temsilcilerle kişiye özel danışmanlık hakkı da makul olmayan kısıtlamalara maruz kalmamalıdır.
Değişiklikler, avukatlar ve diğerlerine erişime yönelik yasağın keyfi olarak uygulanmasına karşı yeterli tedbir içermiyor.
Hükümet tarafından yapılan açıklamalar, tasarının cezaevindeki PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları ve diğerleriyle görüşmesini engellemeyi amaçladığını gösteriyor. Uluslararası Af Örgütü Abdullah Öcalan’a arka arkaya avukatlarıyla ve ailesiyle görüşme şansının verilmemesi konusundaki endişelerini de vurguladı. Bu ziyaretlerin engellenmesi konusunda sunulan rapor edilmiş gerekçeler arasında hava koşullarının cezaevinin bulunduğu İmralı Adası’na erişimi engellediği ya da adaya giden feribotun çalışmaması bulunuyor. Bu bağlamda Uluslararası Af Örgütü, değişikliklerin Abdullah Öcalan’ın avukatlarına ve ailesine erişimini engellemeyi haklı çıkarmak için kullanılacak bir başka yol olmasından endişe duyuyor. Dahası, geçmişte Abdullah Öcalan’ın kötü muameleye maruz kaldığı iddiaları avukatları tarafından iletilmişti. Yasal temsilcilere erişimine yönelik herhangi bir yasak, ciddi bir şekilde ileride böylesi bir konuda şikayette bulunma yetisini kısıtlayacaktır.
Mektupta, Uluslararası Af Örgütü, Birleşmiş Milletler’in Herhangi Bir Biçimde Tutulan veya Hapsedilen Kişilerin Korunması için Prensipler Bütünü’nde belirtilen mahkum hakları konusunda Türkiye yetkililerinin sorumluluklarını ana hatlarıyla belirtti.
Madde 18(3) şöyle der: "Kanunda veya kanuna dayanan bir düzenlemede belirtilen istisnai hallerde güvenliği ve düzeni korumak için yargısal veya başka bir makam tarafından kısıtlamanın zorunlu olduğuna karar verilmedikçe, tutulan veya hapsedilen bir kimsenin hemen avukatı tarafından ziyaret edilebilme, hiçbir sansüre tabi olmaksızın tam bir gizlilik içinde görüşebilme ve iletişim kurabilme hakkını kullanması geciktirilemez veya kısıtlanamaz."
Aile mensupları ve dış dünya ile iletişim kurma hakkı başlıklı Madde 19 der ki: “Tutulan veya hapsedilen bir kimseye kanunda veya kanuna dayanan bir düzenlemede belirtilen makul şartlara ve sınırlamalara tabi olarak, özellikle aile üyeleri tarafından ziyaret edilebilme ve onlarla haberleşme gibi, dış dünya ile iletişim kurabilmesi için kendisine yeterli imkan verilir."
Uluslararası Af Örgütü teklif edilen değişiklikler ve bunların keyfi olarak uygulanma potansiyelinin yukarıda belirtilen ilkelerin dışında kaldığını dile getirdi. Hareket, Adalet Bakanı’ndan yeni yasada tercih edilen avukata erişim hakkının belirlenmesinin kısıtlanabileceği koşulların açıkça belirtilmesi, temyiz süreçlerinin etkili ve açıkça tanımlanmış olması, etkili ve bağımsız yasal danışmanlık hakkının özünün koruması konularını güvence altına almasını istedi.
Uluslararası Af Örgütü, yürürlükte olan yasalar uyarınca mahkumların haklarının ihlal edildiğini, cezaların keyfi olarak uygulandığını ve cezaların uygulanmasında temyizin etkili olmadığı konusunda uzun süredir endişelere sahip.
Mahkumların haftada 10 saat birbiriyle sosyalleşmesine izin veren düzenlemeler yüksek güvenlikli cezaevlerinde rutin olarak uygulanmıyor, bu da hücre hapsine ve küçük grupların kendini izole etmesine yol açıyor. Mahkumların bu tarz cezaları temyize götürme hakkı olmasına rağmen temyiz mekanizmaları etkili bir şekilde işlemiyor.
Cezaevinde eğer yeterli tedaviyi alamıyorsa mahkumların hastane dışında tıbbi tedavi almasına izin veren hükümler rutin olarak uygulanmıyor ve bu durum mahkumların yeterli tedavi alma hakkını ihlal ediyor.
http://www.amnesty.org.tr/ai/node/1866
İlgili Dosyalar:
- af orgutu [JPG] [36.97K]