Skip to main content
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Tursun ailesinden polise ‘Dur’ ihtarı

Baran Tursun dört yıl önce İzmir’de sabaha karşı aracıyla gideken polisin dur uyarısına uymadığı gerekçesiyle vurulup öldürülmüştü. Ailesi işin peşini hiç bırakmadı. Benzer şekilde polis şiddetine uğramış kişilerin ailelerine destek vermek için Baran Tursun Vakfı’nı kurdular.

İçerik Alınlık Resmi

Baran Tursun dört yıl önce İzmir’de sabaha karşı aracıyla gideken polisin dur uyarısına uymadığı gerekçesiyle vurulup öldürülmüştü. Ailesi işin peşini hiç bırakmadı. Benzer şekilde polis şiddetine uğramış kişilerin ailelerine destek vermek için Baran Tursun Vakfı’nı kurdular.

Vakıf, 10 avukatıyla Türkiye’nin dört bir köşesindeki mağdurların yardımına koşuyor.

Mehmet Tursun, Diyarbakır Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü dahil birçok emniyet binasının müteahhitliğini yapmış, Emniyet Teşkilatı’ndan başarı belgeleri almıştı. Tek erkek evladı Baran’ın bir gün polis kurşunuyla öldürüleceğini aklına bile getirmezdi. Ama 25 Kasım 2007 sabahı Tursun ailesinin hayatı sonsuza dek değişecekti. İzmir’de o gün henüz 20 yaşındaki Baran Tursun ‘Dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle polisin açtığı ateş sonucu başına isabet eden kurşunla hayatını kaybetti.

O sabahtan sonra Tursun ailesi için artık hayat bir daha eskisi gibi olmadı. Baba Mehmet Tursun işlerini kardeşine devredip eşi ve iki kızıyla birlikte hukuk mücadelesi başlattı. 1.5 milyon kişiye mektup yazdı. Polislerin silah kullanırken pervasızlığını anlattı mektubunda. Kısa sürede, CHP ve MHP liderlerinden, hatta dönemin BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’ndan cevap aldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Mehmet Tursun’un mektubunu Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı, olayı örtbas etmeye çalışan 10 polis hakkında dava açtı. Mayıs 2009’da mahkeme, polis memuru Oral Emre Atar’ın ‘Öldürme eylemini silah kullanmaya ilişkin kanun hükmünü yerine getirmede kasıt olmaksızın sınır aşarak işlediği’ kararını verdi. Atar, iki yıl bir ay hapis cezasına çarptırıldı ve meslekten atıldı. Yargıtay bu kararı onadı. Ceza yetersiz bulunduğu için avukatların hazırladığı Baran Tursun dosyası önümüzdeki aylarda AİHM’ye de sunulacak.

10 AVUKAT TÜRKİYE’Yİ TARIYOR

Baran Tursun’un arkasında hakkını arayan bir ailesi var. Peki ya benzer mağdurlar? Polis kurşunuyla hayatını kaybedenlere, karakollardaki şüpheli ölümlere her gün bir yenisi ekleniyordu. Bunun üzerine Tursun ailesi çocuklarının adına 15 Ekim 2010’da Uluslararası Baran Tursun Vakfı’nı kurdu. Vakfın 10 avukatı Türkiye’nin her köşesinde karakolda şüpheli şekilde ölü bulunmuş veya güvenlik güçlerinin kurşununa hedef olmuş kişilerin yakınlarına ulaşıyor, davalarını üstleniyor.
Mehmet Tursun’un yeni hedefi Karşıyaka’daki Baran Tursun Rehabilitasyon Merkezi’ni açmak. Bu merkezde, güvenlik güçlerinin şiddeti sonucu zarar görmüş kişilere ve yakınlarına psikolojik destek sunulacak.

POLİS ÇOCUKLARINA DA MEKTUP

Mehmet Tursun, 1500 kadar polisin çocuklarına hitaben de bir mektup yazdı. Mektubuna, “Sevgili polis çocuklarının dikkatine” diyerek başladı. Sonunu şöyle bitirdi: “Babalarınıza her sabah işe giderken, lütfen onlara görevlerinin şüphelileri öldürmek değil, onları yakalayıp adalete teslim etmek olduğunu hatırlatın!”

ANNE TURSUN’U HAYATA KÜÇÜK BARAN BAĞLADI

Anne Berin Tursun içinse durum çok daha zordu. Kimi geceler herkesten habersiz oğlunun mezarı başında kaldı. Psikolojik yardım bile çare olamadı. Doktor tavsiyesi üzerine 17 yıl aradan sonra yeniden çocuk yapmaya karar verdiler. Kızlarına da Baran ismini koydular. Bugün 24 aylık küçük Baran, Berin Tursun’u hayata bağlayan tek şey.

Tüylerimi ürperten örneklerle karşılaştım
BABA MEHMET TURSUN

Şırnak’ın İdil İlçesi’nde ölü bulunan Resul İlçin’in otopsi raporunu inceledim. Vücudunda kırılmadık kemik kalmamıştı neredeyse. Vali bana, “Bu kişi sandalyeden düşmek suretiyle ölmüştür” dedi. Ben de, “Vali bey, diyelim ki sandalyeden düştü öldü. Peki nasıl olur da vücudunun her tarafı kırılır?” dedim. Bu olay bile takipsizlikle sonuçlandı.

Abdurrahman Sözen, İzmir’de Gümüşpala Polis Karakolu’nun nezarethanesinde ölü bulundu. Tavanda iki, kafasındaysa bir mermi vardı. Görevli polis ifadesinde, “Nezarethanede belimdeki silahı aldı. Önce tavana iki el sıktı. Sonrada kafasına sıkarak intihar etti” dedi. Güvenlik kamerası arızalıydı. Polis memuru hakkında takipsizlik kararı verildi. Dava bile açılmadı.

Er Osman Ali izne gelmişti. Şüphe üzerine gözaltına alındı. İstanbul Firuzköy Polis Karakolu nezarethanesinde ölü bulundu. Ayakkabı bağcıklarıyla kendisini astığı söylendi. Babasıyla konuştum. Oğlunun ayakkabı bağcıklarıyla kendisini nasıl asabildiği mantıklı olarak izah edilirse davadan vazgeçeceğini söylüyor.

http://www.hurriyet.com.tr/pazar/18539429.asp

Share
İlgili Eğitim