Skip to main content
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Romanlar barınma hakkını istiyor

İstanbul Ataşehir’e bağlı Küçükbakkalköy’de, bir hafta önce barakaları yıkılan Roman yurttaşlar, bir basın açıklaması yaparak tepkilerini dile getirdi.

İçerik Alınlık Resmi

İstanbul Ataşehir’e bağlı Küçükbakkalköy’de, bir hafta önce barakaları yıkılan Roman yurttaşlar, bir basın açıklaması yaparak tepkilerini dile getirdi.

Siyasilerin kendilerine verdikleri sözü tutmalarını isteyen Roman yurttaşlar, “Barınma hakkı bizim en temel insan hakkımız. Biz artık evimiz yıkılacak korkusu duymadan insanca yaşamak istiyoruz” dedi.
 
Ataşehir Kaymakamlığı’nın arkasında yıkımın gerçekleştiği yerde toplanan Roman yurttaşlar “Ayrımcılık değil, barınma ve insanca yaşama hakkımızı istiyoruz” pankartı açtı. “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Romanlara verilen sözler tutulsun” sloganları atan Roman yurttaşlara, ÖDP, ESP, Halkevleri, Sıfır Ayrımcılık Derneği, Birleşmiş Milletler’e ev boşaltmalarla ilgili raporlama yapan AGFE üyeleri destek verdi.

'GÖKDELENLERDEN ÖNCE BİZ VARDIK’
Roman yurttaşlar adına konuşan Volkan Küminci, “Bizler, Ataşehir daha Ataşehir olmamışken, gökdelenler yükselmemiş, sermaye sahipleri gözlerini henüz buralara dikmemişken Küçükbakkalköy’de yaşayan, buranın en eski yerlilerinden olan Roman yurttaşlarız. Yoksuluz, hurdacılık ve çiçekçilikle geçimimizi sağlıyoruz. En önemlisi de dayanışıyoruz; ekmeğimizi, acımızı, sevincimizi paylaşıyor, tek göz barakalarımızda hep birlikte yaşama tutunmaya çalışıyoruz” dedi.

Hayatları boyunca Roman oldukları için ayrımcılığa maruz kaldıklarını belirten Küminci, “Çocuklarımızı okula kaydettirmek istemediler. Çalışmak istedik, iş vermediler. Ev tutmak istedik, ‘size verecek evimiz yok’ dediler. Mahalle muhtarları imzalar topladılar bizi göndermek için. Topluca yaşadığımız mahallelerden ikametlerimizi sildiler. Doğup büyüdüğümüz yerlerde bize işgalci muamelesi yaptılar” diye konuştu.

 28 Haziran sabahına dozer sesleriyle uyandıklarını anlatan Küminci, yıkımla birlikte çoğu ailenin akrabalarının yanına sığındığını, ancak gidecek yerleri olmayanların bir haftadır yıkıntıların arasında sokakta kaldığını söyledi. Bunun yaşadıkları ilk yıkım olmadığını, 2006’da tapu tahsis belgesi olanların bile evlerinin yıkıldığını hatırlatan Küminci, şöyle devam etti:

 “Bizleri kalabalık ailelerimizle ufacık barakalara, çadırlara mahkum ettiler. Şimdi de barakalarımızı yıkarak bize son darbeyi vurdular. Bazılarımız bir haftadır yıkıntıların arasında, sokakta yaşam mücadelesi veriyor. 35 yıldır ciğerlerinden hasta olan ve hortumlara bağlı yaşayan Aydoğan Dalkoparan ve ailesi gibi…Geçen yıl Ataşehir Kaymakamlığı’nın 50 metre ötesinde açlıktan ölen İsmail Gani’nin 2006 yıkımında aklını yitiren eşi Sarıkız gibi…Birden bastıran yağmurda üç çocuğu ve bir bebeğiyle nereye kaçacağını bilmeyen İlknur Yüksekova ve ailesi gibi…Ya da tapu tahsis belgeli evi 2006’da yıkıldığı için 18 kişilik ailesiyle bir barakada yaşayan, bu barakasının da yıkılacağı söylenen Yüksel Dum gibi…”

‘BİZİ RANT HIRSINA KURBAN ETMEYİN’
Küminci, sözlerini şöyle tamamladı: “Buradan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, Ataşehir Belediyesi’ne, Ataşehir Kaymakamlığı’na, Kadıköy Belediyesi’ne ve Meclis’teki tüm siyasilere sesleniyoruz: Bizlere Meclis’te, çalıştaylarda, seçim meydanlarında verdiğiniz sözleri tutun! Bizleri doğup büyüdüğümüz yerlerden, kültürümüzden, birbirimizden koparmadan, hepimize sağlıklı barınma ve yaşama imkanı sağlayın. Madem sizin ‘Roman kardeşleriniz’iz, bunu unutmayın! Bizi ‘rant hırsına’, oy kaygısına, ayrımcılığa kurban etmeyin!

http://www.birgun.net/actuels_index.php?news_code=1309946699&year=2011&month=07&day=06

Share
İlgili Eğitim