Skip to main content
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Nefret suçlarına karşı kampanya başlıyor

İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği, trans bireylere yönelik nefret cinayetlerine "Nefret Suçlarına Karşı Kampanya" ile dikkat çekecek. İstanbul LGBTT'den Kılıç "Duyarlı bir kamuoyu oluşturup, halkın ve devletin bu soruna gerçekçi ve çözümsel yaklaşması için baskı oluşturmayı amaçlıyoruz" diyor.

İçerik Alınlık Resmi

İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği, trans bireylere yönelik nefret cinayetlerine "Nefret Suçlarına Karşı Kampanya" ile dikkat çekecek. İstanbul LGBTT'den Kılıç "Duyarlı bir kamuoyu oluşturup, halkın ve devletin bu soruna gerçekçi ve çözümsel yaklaşması için baskı oluşturmayı amaçlıyoruz" diyor.

Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel (LGBTT) hakları alanında çalışan İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği'nin başlattığı "Nefret Suçlarına Karşı Kampanya" süresince dernek gönüllüleri Galatasaray Meydanı'nda stant açacak ve nefret suçlarına karşı imza toplayacak. Ayrıca nefret suçlarına ilişkin bilgilendirme etkinlikleri düzenlenecek, siyasi partilerden görüşme talep edilecek.

Kampanya, bu yıl ikincisi düzenlenen Trans Onur Haftası bitişinde, 19 Haziran'daki Trans Onur Yürüyüşü ile sonlanacak.

"Devletin görmezden gelmesi, suçu teşvik ediyor"

İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği gönüllüsü Şevval Kılıç "Son yıllarda her ay bir arkadaşımızı kaybediyoruz. Devletin görmezden gelmesi, trans bireylere yönelik suçları adeta teşvik ediyor. Kampanyayla duyarlı bir kamuoyu oluşturup halkın ve devletin bu soruna gerçekçi ve çözümsel yaklaşması için baskı oluşturmayı amaçlıyoruz" diyor.

bianet'e kampanyayı anlatan Kılıç nefret cinayetleri konusundaki yasaların iyileştirilmesinin temel talepleri olduğunu söylüyor, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurumu Yasa Tasarısı'nda "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği" ifadesinin çıkarılmasını insan hakları ihlali olarak değerlendiriyor.

Kılıç kampanyanın temel taleplerini, eşcinsel ve trans bireylere yönelik nefret cinayetlerinde tahrik indirimlerine son verilmesi, Ayrımcılık Yasası ve Anayasa'ya cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği maddesinin eklenmesi, Nefret Suçları Yasası'nın çıkarılması, trans bireylere yönelik polis şiddetinin son bulması olarak özetliyor.

Kılıç'ın verdiği bilgiye göre, İstanbul LGBTT Sivil Toplum Girişimi adıyla üç yıl önce çalışmalarına başlayan ve 2010 Aralık ayında dernekleşen İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği, trans ağırlıklı bir örgüt. Trans bireylerin yaşadıkları sorunlara dikkat çekebilmek, istihdam, seks işçiliği, HIV/AIDS, trans bireylere hukuki destek gibi konularda çalışma yürütüyor.

"Manifesto"dan

Kampanya kapsamında trans bireylerin taleplerini dile getiren bir manifesto da hazırlandı. Manifestonun tamamı şöyle:

"Trans olmak doğal ve insanların birbirlerinden farklı ve her bir insanın biricik olduğunu gösterir. Bizler yaşadığımız sorunlar dışında birbirimizden farklıyız. Trans kadın ve erkekler herkesle, her şartta, her zaman eşittir. Biz translar aşağıdaki maddeleri iddia ve talep ederiz.

Bize ikinci sınıf vatandaş gibi davranılmasına izin vermeyeceğiz.

Trans olduğumuz için utanmayacağız.

Cinsiyetimizin, cinsiyet kimliğimizin ve cinsel yönelimimizin bizi tanımlamasına izin vermeyeceğiz.

Herkesin kendisini kendisi gibi hissettiği cinsel kimliğine saygı duyacağız. Cinsiyet kimliğimizi ve cinsel yönelimimizi gizlemeye ve bizi saklamaya çalışan ideolojilerle karşı duracağız.

Cinsiyet kimliğimizin ve cinsel yönelimimizin ve bize rağmen ifşa edilmesine izin vermeyeceğiz.

Cinsel kimliğimizi, yönelimimizi açıklamak ve bu durumu tolere etmek zorunda değiliz. Feminen, maskülen, çift cinsiyetli ya da cinsiyetsiz ve/veya daha farklı olabiliriz ve bundan asla vazgeçmeyeceğiz.

Sağlık ve sosyal hizmetlere erişimde cinsiyetçi, transfobik ve homofobik tavırlara izin vermeyeceğiz.

Barınma haklarımızın önündeki engelleri kaldırmak için çalışacağız. Ev tutma ve yurtlarda yaşanan sorunlar da trans arkadaşlarımızla dayanışarak transfobik ayrımcılığı görünür kıracağız.

Trans bireylerin belirli sokaklara çalıştırılmasına ve burada yaşamaya zorlanmasına karşı çıkıyoruz ve çıkacağız. Gettolar değil kentin tamamını istiyoruz.

Eğitimin heteronormatif yapısını eleştiriyoruz. Eğitim alanının transfobik iklimi trans bireylerin eğitime erişimini engellemektedir. Eğitim alanında ayrımcılık ve insan hakları ihlalleri aynı zamanda istihdam ve kendimizi gerçekleştirme hakkımızı engellemektedir.

İşe başvuru, işe alınma, terfi edilme, işten ayrılma süreçleri de dâhil olmak üzere her türlü transfobik, homofobik ve cinsiyetçi tutumları ifşa edeceğiz ve istihdam alanındaki her türlü ayrımcılıkla mücadele edeceğiz.

Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibarelerinin anayasaya eklenmesini sağlayacağız. Eğer bulunduğumuz şartlardan memnun değilsek sesimizi alçaltmayacağız. Ses çıkartmaya devam edeceğiz.

Saygısız, ayrımcı yorumları ve davranışları kabul etmeyecek ve bunları değiştirmek için çalışacağız. Biz translar, insan hakları için çalışacak ve sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Sadece kendimiz için değil, herkes için bunu yapacağız."

Share
İlgili Eğitim