Skip to main content
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Ahlak bekçisi Facebook

Facebook Türkiye ekibi, gazeteci Bawer Çakır'ın profil sayfasını Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ı istifaya çağıran bir grubun yöneticisi olduğu gerekçesiyle kapattı.

İçerik Alınlık Resmi

Facebook Türkiye ekibi, gazeteci Bawer Çakır'ın profil sayfasını Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ı istifaya çağıran bir grubun yöneticisi olduğu gerekçesiyle kapattı.

Bianet'te, 'Facebook'un Genel Ahlakı' Kimin Ahlakı?' başlıklı bir makale kaleme alan Çakır'a bağlandık, mağduriyetini konuştuk.

Facebook’ta bu kadar çok nefret söylemi içeren sayfa varken, sizin profilinizin kapatılmış olması karşısında ne hissediyorsunuz?
Üzerime alınmıyorum. Zira, nedenini bilmediğimiz gerekçelerle kapatılan ilk hesap benim değil. Tuhaf, manasız, yersiz karşılıyorum ancak Türkiye toplumunun ve devletinin homofobisini/transfobisini düşününce ne hazin ki şaşırmıyorum da. Çünkü, Facebook Türkiye Ekibi’ndeki çalışanlar bu ülkenin yetiştirdiği insanlar. “Benim hesabımı nasıl kapatırsınız!” artistliğinde de değilim. Ancak kapatılma gerekçesini bilmenin hakkım olduğunu düşünüyorum. Tek kaygım ise bu ekibin önümüzdeki günlerde de LGBTT bireylere ve örgütlere yönelik bu sürek avını sürdüreceği. 

Facebook Türkiye’nin kapattığı diğer LGBTT sayfaları neler? Bunlarla ilgili Facebook’un savunması nedir?
Facebook Türkiye Ekibi’nin ‘homofobisinden/transfobisinden’ ilk etkilenenler Diyarbakırlı Hevjin ve Eskişehirli MorEl LGBTT oluşumları oldu. Ardından Lambdaistanbul’un şiddet gören trans bir kadınla dayanışmak için açtığı sayfa yine elle tutulur bir gerekçe gösterilmeden kapatıldı. Durumun LGBTT karşıtı bir tavır olduğunu algılamamız ise LGBTT örgütlerinin iletişim gruplarına atılan e-postalar oldu. Çok sayıda insan kişisel hesaplarının sitenin etik kurallarını ‘ihlal ettiği’ gerekçesiyle kapatıldığını yazdı. Benim hesabımı kapatma gerekçelerini ancak bir ay sonra açıkladılar. Yöneticisi olduğum bir grubun etik kuralları ihlal ettiğini söylediler. Tek bir grubun yöneticisiydim. O da Kadından ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı AKP’li Selma Aliye Kavaf’ı istifaya çağıran bir gruptu. Kendisi tam bir yıl önce ‘eşcinselliğin hastalık olduğunu’ söylemiş, LGBTT örgütlerinde protesto edilmişti. Ancak site bana hangi içerik nedeniyle hesabımın kapatıldığını hâlâ açıklamış değil. Hesabımı kendilerine yazdığım mail’in sonrasında açtıklarında da ‘içeriğin kaldırıldığını’ söylemekle yetindiler.
Mesela, MorEl’in edinebildiği yanıt ‘etik kuralların Türkçe’ye çevirisinde yapılan bir yanlışlık olduğu’ idi. Facebook Türkiye Ekibi’nin çeviriyi Google Translate’de yaptığını düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi. Bir başka sorun da ekipteki insanların soyadlarını kullanmamaları. Madem etik gibi önemli konulardan bahsediyoruz, ben de benimle iletişim kuran kişinin kim olduğunu bilmek istiyorum. 

Bu durum Facebook Türkiye ile mi ilgili yoksa Facebook’un diğer ülkelerdeki tutumu da buna benzer mi?
Yurtdışında benzeri deneyimler yaşanıyor mu bilmiyorum. İspanya’da yaşıyorum bir süredir. Ancak bu süreç içerisinde herhangi bir arkadaşımdan benzeri herhangi bir olay yaşandığına tanık olmadım. Facebook genel merkezi özellikle ABD’deki LGBTT örgütleriyle dirsek temasında, ortak işler yapılıyor. Eşcinsel çiftler arasında geçerli olan ‘sivil birliktelik’ Facebook Genel Merkezi’nde sitede bulunan ‘ilişki’ seçeneklerine eklendi mesela. 

Sosyal paylaşım siteleri bir yandan devrimlere önayak oluyor. Sizce bu siteler insanları özgürleştiriyor mu?
Türkiye’de bir devrimin örgütlenmesini Facebook’tan beklemiyorum. Vatandaşlarının hepsini Türk, Müslüman ve Sünni olarak varsayan bir devletin kadın, LGBTT, Alevi, Kürt, Ermeni, Yahudi, Hristiyan, Roman ve göçmen düşmanı politikalarının sonucu olarak çok sayıda nefret söylemi içeren grup faaliyetlerini sürdürüyor Facebook’ta. Ancak ironik ve trajik bir şekilde, etik bu gruplar ve insanlar için işlemiyor. Hassasiyetler sadece egemen olmayan görüşlere ve bu görüşleri eleştiren birey ve gruplara karşı çalışıyor. Sosyal iletişim ağları kendimizi özgür hissetmemiz ve aslında öyle olmadığımızı unutmamız için var. Faydalarını da inkar etmeden, bu ‘özgürlüğün’ de kendi kölelerini yarattığının altını kalın bir kalemle çizmek isterim.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetayV3&ArticleID=1042837&Date=14.03.2011&CategoryID=79

Share
İlgili Eğitim