Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, iş yerlerinde "cinsel tercih" nedeniyle ayrımcılık yapılamayacağının altını çizdi.
Açılan bir davada TİS hakkından yararlandırılmadığını öne süren davacının başvurusunu kabul eden yerel mahkeme kararını bozan Daire, buna karşın davacının aynı dava dilekçesinde yer alan "işyerimde çalışanlara eşit davranılmıyor" şeklindeki iddiasını incelerken, cinsel tercihler, siyasi sebepler ve dünya görüşü nedeniyle işyerlerinde ayrımcılık yapılamayacağını savundu.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, iş yerlerinde "cinsel tercih" nedeniyle ayrımcılık yapılamayacağının altını çizdi.
Kamu kurumunda çalışan davacı, kıdem tazminatı, ikramiye, fazla mesai, eşit davranmama tazminatı, ikramiye, yol yardımı, sosyal yardım, yemek, konut ve giyim yardımı ile TİS(Toplu iş sözleşmesi)'den doğan alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiyle dava açtı. Yerel mahkeme, isteği kısmen kabul ederek, davacının TİS'ten yararlandırılmadığı gerekçesiyle 4857 sayılı İş Yasası'nın 5. maddesinde öngörülen ayrımcılık tazminatının kabulüne karar verdi.
Yerel mahkeme kararı temyiz edildi. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozarken davacının ilk kez devlet memurluğu sınavını kazanarak çalışmaya başladığını kısa bir süre sonra memur kadrosuna da yine kendi rızasına uygun olarak geçirildiğini anımsatarak "kıdem tazminatı ödenmesinin mümkün olmadığını" vurguladı. Daire kararında, yerel mahkemece, bu talebin reddedilmesi gerektiği ifade edildi.
"ÜCRETTE ADALET SAĞLANMALIDIR"-
Daire davacının "işyerinde çalışanlara eşit davranılmıyor" iddiasını da inceledi.
Daire, eşit davranma ilkesinin tüm hukuk alanında geçerli olduğunu, İş Hukuku bakımından işveren, işyerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir neden olmadıkça farklı davranmaması gerektiğinin altını çizdi.
"Bu bakımdan işverenin yönetim hakkı sınırlandırılmış durumdadır" denilen kararda, "Başka bir ifadeyle işverenin ayrım yapma yasağı, işyerinde çalışan işçiler arasında keyfi biçimde ayrım yapılmasını yasaklamaktadır. Bahsi geçen ilke, eşit durumdaki işçilerin farklı işleme tabi tutulmasını önlemeyi amaç edinmiştir" ifadesine yer verildi.
Anayasa'nın 10. maddesindeki "Herkes, dil, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir" hükmü anımsatılan kararda, çalışanlar arasında ücrette adaletin sağlanması gerektiği vurgulandı.
"CİNSEL TERCİHLER NEDENİYLE DE AYRIM YAPILMAZ"-
Karara, işçinin işyerinde "olumsuzluklara yol açmayan cinsel tercihi" nedeniyle ayrım yapılamayacağını ekleyen Daire, cinsiyet, gebelik, siyasi sebepler ve dünya görüşü gibi unsurları esas alan bir ayrımcılığın da yapılamayacağının altını çizdi.
Davalı kurumun davacının statüsünde bulunan tüm çalışanların hiçbirini işçi olmadıkları, sözleşmeli statüde oldukları gerekçesiyle TİS'den yararlandırmadığının belirlendiğini ifade eden Daire, "TİS'den yararlandırmamak ayrımcılık yapıldığını göstermez, ayrımcılık olması için bu konuda işçilere farklı muamele yapılması gerekir, davacının böyle bir iddiası olmadığından anılan isteğin de reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir" diyerek yerel mahkemenin kararını bozdu.