ICC ve İHOP'un düzenlediği, STK temsilcileri ve kamu yetkililerini buluşturan toplantıda "çocuk açısından adalet" tartışıldı. Yargının devletin çıkarlarını çocuğun önüne koymasının sorun yarattığı vurgulandı.
"Artık herkesin doğuştan eşit ve özgür olmadığının farkına varıldı ve adalet, eşit olmayanları eşit ve özgür hale getirme çabası haline geldi. Özgürlük, insanın kendini gerçekleştirme gücü. Eşitlikse farklı olanın farkında olmak ve denkliğini kabul etmek. Çocuklar için de adalet isterken yeni bir düşünme biçimine ihtiyacımız var."
Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü'nden Doç. Dr. Nilgün Toker, çocukluğun kendi farklılıkları olan bir varoluş tarzı olarak kabul edildiğini, adaletin de farklı varoluş tarzları arasında denkleştirici bir ilke olması gerektiğini belirtti.
Uluslararası Çocuk Merkezi'nin (ICC) Bilkent Üniversitesi kampüsü içindeki konferans salonunda düzenlenen "Çocuk açısından adalet kavramı tartışma toplantısı"na akademisyenlerin yanı sıra bu alanda çalışan sivil toplum örgütü temsilcileri, Adalet ve Milli Eğitim bakanlıklarından yetkililer katıldı.
Toplantı, bir trafik kazasında yaşamını yitiren Ankara Çocuk Hakları Platformu kurucularından, sosyal hizmet uzmanı Serdar Gözükara'nın anılmasıyla başladı.
Adalet ne, çocuk kim?
Toker konuşmasında öncelikle ortak bir dil bulmak gerektiğini, sivil toplum ve kamunun adalet kavramından anladığının farklı olduğunu belirtti. Adaletin herkesin farklılığını tanımlamakla ilgili hale geldiğini belirten Tokar, dolayısıyla ayrımcılık karşıtlığının kavramın parçası olduğunu vurguladı.
"Toplumsal birlikteliği, düzen çerçevesinde düşünen her bakış ister istemez özgürlüğü sınırlarıyla tanımlar. Bu açından yeni bir düşünme tarzına ihtiyacımız var."
Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı Rıza Türmen de konuşmasında bir toplumun adil olup olmadığının toplumun nasıl örgütlendiğine bakarak anlaşılabileceğini belirtti.
AİHS'nin özel olarak çocuk haklarını düzenlemediğini ancak geniş bir içtihat oluşturduğunu belirten Türmen, mahkemenin çeşitli kararlarından örneklerle çocuk haklarına yaklaşımını özetledi. Bir kararda BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne yaslanarak AİHS'in alanını genişlettiğini belirtti.
Doğu Akdeniz Üniversitesi'nden eğitim bilimci Doç. Dr. Mesude Akay'sa adalet açısından çocuk ve yetişkin arasındaki farklar üzerine konuştu. Çocuklarda ahlak kavramının gelişiminin evrelerine dair kuramları özetleyen Akay, adil dünya inancının çocukların zihinsel, ruhsal, ahlaki gelişimiyle doğrudan alakalı olduğunu belirtti.
Yargıçların eleştirisi
Önceki gün yapılan toplantının öğleden sonraki bölümünde katılımcılar konu üzerine tartıştı. Tartışma yargının hak ve özgürlüklere bakışı üzerine gelişti.
STK temsilcileri özellikle çocukların terör suçlarıyla yargılanması sırasında savcı ve hakimlerin yaklaşımını eleştirdi; yasanın olumsuzluğuna karşın hakimlerin yorumlarında da devlet çıkarlarını çocuğun yüksek çıkarının üzerine koyduğunu belirtti. Adalet Bakanlığı temsilcileri de eleştirileri büyük ölçüde kabul ederken, yargıçların yüksek yargı ve siyasi iktidarın yaklaşımıyla ters düşmelerinin zor olduğunu vurguladı.
Ankara Çocuk Hakları Platformu adına ICC ve İnsan Hakları Ortak Platformu'nun (İHOP) ortaklaşa düzenlediği toplantı serisi sürecek.
http://bianet.org/bianet/siyaset/126272-cocuklar-icin-adaletin-yolu-esitlik-ve-ozgurlukten-geciyor