Skip to main content
Image
AB-TR
Share

AB Komisyonu 2024 Türkiye Raporu'nu açıkladı: Her türlü baskıya karşın sivil toplum sesini duyurmaya devam ediyor

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Arnavutluk, Bosna Hersek, Gürcistan, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya, Sırbistan, Moldova, Ukrayna ve Türkiye için 2024 yılı genişleme raporlarını açıkladı. Genişleme Paketi kapsamında yer alan "Türkiye Raporu"nda sivil alanın daralmasına karşın sivil toplumun sesini duyurmaya ve toplumsal yaşama aktif olarak katılmaya devam ettiği vurgulandı. 

Raporda demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve temel haklarla ilgili endişelerin devam ettiği söylenirken, sivil toplum örgütlerinin, yetkililerin sürekli baskısı da dahil olmak üzere çok sayıda kısıtlamayla karşı karşıya kaldığı zor bir ortamda faaliyet gösterdiği belirtildi. Raporda sivil toplum örgütlerinin yasa yapım süreçlerine katılımının da desteklenmesi gerektiği ifade edildi. Raporda şöyle denildi:

"Bağımsız sivil toplum örgütlerine yeni mevzuat ve politikalar konusunda danışılmasını sağlayacak mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir. Genel olarak Türkiye'de sivil toplumun etkili bir şekilde çalışmasını engelleyen siyasi, yasal, mali ve idari engeller kaldırılmalıdır.”

Kamu fonları şeffaf değil

Raporda kamu fonlarından yalnızca çok sınırlı sayıda sivil toplum örgütünün yararlandığı ve fonların şeffaf bir şekilde dağıtılmadığı da söylendi. Örgütlerin ağır vergi yükü altında zorlandığı, bu durumun vakıf ve derneklerin işleyişini ve gelişimini engellediği de ifade edildi.

Kadın, LGBTİQ+ ve insan hakları örgütleri sistematik baskı altında

Raporda özellikle kadınlar, LGBTİQ bireyler ve insan hakları alanında çalışan sivil toplum örgütlerinin sistematik baskı altında olduğu söylendi. Raporda şöyle denildi: 

“Türkiye'nin terörizmi geniş bir şekilde tanımlaması ve yargı süreçlerinin sistematik kullanımı da dahil olmak üzere sivil toplum örgütleri baskıyla karşı karşıyadır. LGBTİQ bireylere ve kadın haklarına yönelik damgalama, nefret söylemi ve ayrımcı muamele artarak devam etmektedir. 

Hukukun üstünlüğündeki önemli eksiklikler, cezai hükümlerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına aykırı uygulanması ve insan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütleri üzerindeki sürekli baskı nedeniyle insan hakları konusunda sorunlar yaşanmaya devam etmektedir.

İnsan hakları savunucusu Osman Kavala ve Gezi Davası'ndan yargılanan dört sanık arkadaşı, AİHM'in derhal serbest bırakılması yönündeki kararına rağmen cezaevinde kalmaya devam etmektedir.

Aşırı denetimler örgütleri zorluyor 

Raporda MASAK ve İçişleri Bakanlığı’nın risk bazlı denetimler kapsamında sivil toplum örgütlerine yönelik denetim faaliyetlerini artırdığı da söylenirken, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen aşırı sayıda denetim ve incelemelerin de sivil toplum örgütlerini zorladığı aktarıldı.  Yurtdışından fon alan STÖ’lerin de sık ​​ denetimlere tabi tutulduğu vurgulandı.

Raporda, Anayasa Mahkemesinin 7262 sayılı Kitle İmha Silahlarının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun'da STÖ'lerin kullandıkları yurt dışı kaynaklar nedeniyle faaliyet alanını daraltan düzenlemelerin ve özellikle STÖ'lerin faaliyetlerinin durdurulması, kayyum atanması veya mali kaynaklarının dondurulması gibi ağır yaptırımların uygulanmasına yönelik düzenlemeler için verdiği iptal kararına da değinildi.  

Raporun İngilizce versiyonuna linkten ulaşabilirsiniz. 


 

İlgili Eğitim