Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Türkiye'de kadınlar #SenDeAnlat (#MeToo) diyebiliyor mu?

ABD'de ünlü yapımcı Harvey Weinstein hakkındaki taciz iddialarının ortaya çıkmasının ardından dünyanın birçok yerinde kadınlar başlarından geçenleri daha yüksek sesle dile getirmeye başladı.

İçerik Alınlık Resmi

ABD'de ünlü yapımcı Harvey Weinstein hakkındaki taciz iddialarının ortaya çıkmasının ardından dünyanın birçok yerinde kadınlar başlarından geçenleri daha yüksek sesle dile getirmeye başladı.

haber fotoğrafı

Sosyal medyada hızla yayılan bu kampanya sonucunda birçok kadın ve bazı durumlarda da erkekler, "#MeToo" etiketi altında uğradıkları tacizi anlattı.

Ancak bu kez geçmişteki benzer örneklerden farklı olarak, bu anlatımların somut sonuçları da ortaya çıkıyor.

Bu kampanyalar sonucunda geçmişte "güç sahibi ve hatta dokunulamaz" görülen birçok erkek, kendileri hakkındaki iddiaları kabul etmek, özür dilemek ve hatta ellerindeki görevleri bırakmak zorunda kaldı. Bu kişiler arasında oyuncular, siyasetçiler, gazeteciler ve hatta hükümet üyeleri de var.

Bu dalganın eyleme dönüştüğü bir başka konu da dünyaca ünlü çok sayıda Hollywood oyuncusunun bir araya gelerek "Me Too" kampanyasının devamı niteliğinde "Time's Up" (Zaman Doldu) hareketini kurmaları oldu.

"Time's Up", kurucularının deyimiyle "bir daha hiç kimsenin 'Ben de' dememesi için" özellikle de maddi nedenlerle uğradıkları istismar karşısında seslerini çıkaramayan kurbanlara maddi ve hukuki destek vermek amacıyla kuruldu.

Türkiye'de '#SenDeAnlat' başladı, üç yılda ne oldu?

Ancak geçen yılın 2018'e miras bıraktığı en önemli gündem maddelerinden birini oluşturan kadınlara yönelik taciz konusu, her yerde Batı'daki kadar ses getirmedi.

Türkiye'de de "#MeToo" kampanyasının en yoğun devam ettiği sırada çok sayıda kişi sosyal medya üzerinden başından geçenleri anlattı.

Oysa, Türkiye için bu tarz kampanyalar hiç de yeni değil.

Şubat 2015'te 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın, Tarsus'ta, tecavüz girişiminin ardından vahşice öldürülmesi, Türkiye'de infiale yol açtı.

O dönemde aralarında Türkiye'nin en ünlü isimlerinin de olduğu çok sayıda kadın başlarından geçenleri "#SenDeAnlat" etiketiyle sosyal medyada anlattı.

Bazı şirketler farkındalık yaratmak için televizyon reklamlarına başvurdu, bu olayın Türkiye'de kadına taciz ve şiddet konularında bir dönüm noktası olup olmadığı sorusu sıkça tartışıldı.

Ancak oluşturulan bu büyük kamuoyuna rağmen aradan geçen üç yıl içerisinde Türkiye'de kadına yönelik taciz ve şiddetin azaltılması konusunda önemli bir aşama kaydedilmiş, bu sosyal medya kampanyası da eyleme dönüşebilmiş değil.

Türkiye'de kadınların yüzde 93'ü cinsel tacize uğradı

Dahası, özellikle son dönemde, şiddet ve istismar vakalarının kadınlarla birlikte çocuklara da yöneldiğini gösteren çok sayıda haber yayınlanıyor. Veriler de aradan geçen üç yılda durumun daha da kötüleştiğini gösteriyor.

Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) talebiyle kendi bünyesinde kadına yönelik taciz ve şiddet konularında araştırma yapmak üzere bir birim kuran Altınbaş Üniversitesi'nin Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi'nin Müdürü sosyolog Zeynep Banu Dalaman'ın Kasım 2017'de verdiği bilgiye göre, Türkiye'de yaşayan kadınların yüzde 41'i hayatlarında en az bir kez cinsel saldırıya uğramış; yüzde 93'ü de cinsel tacize.

Şiddet konusunda da sayılar vahametini koruyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre de 2017 yılında 409 kadın cinayeti işlendi, 387 çocuk cinsel istismara uğradı ve 332 kadına cinsel şiddet uygulandı. Öldürülen kadınların sayısı 2016'da 328; 2015'te ise 303 olmuştu.

BBC Türkçe olarak, Türkiye'de kadına yönelik taciz konusunda Batı'ya kıyasla neden daha az ses çıktığı ve üç yıl önceki kampanyanın neden eyleme dönüşemediği sorularından hareketle şiddet başta olmak üzere kadınların karşılaştığı sorunları mercek altına alan ve çözüm önerilerini tartışmaya açan bir haber dizisine başlıyoruz.

Bu dizi boyunca Türkiye'de sektörlerinin önde gelen kadınlarıyla yaptığımız mülakatlar, dünyada farklı ülkelerde yaşananlar ve hepsinden önemlisi kadınların sosyal medyada "#SenDeAnlat" etiketi altında veya bize aşağıdaki formla doğrudan ulaşarak anlatacakları öykülerine yer vereceğiz.

Peki Türkiye'de kadına taciz ve daha genel anlamda şiddetin nasıl azaltılacağına dair tartışmalara katkı yapmasını amaçladığımız bu haber dizisi için sen de anlatır mısın?

BBC Türkçe neden bu dosyayı açıyor?

Bu soruyu "#SenDeAnlat" dosyasını hazırlayan BBC Türkçe ekibi yanıtlıyor:

BBC Türkçe

Aylin Yazan: Başlatılan toplumsal hareket ilk etapta erkek tacizine, kadınların sosyal ve özel hayatları üzerinde kurulan tüm eril baskılara yönelik gibi görülse de; biz kadınlar açısından da öğrendiklerimizi, içselleştirdiklerimizi, fark etmeden hayatımıza soktuğumuz pratiklerimizi, yargılarımızı sorgulamamıza, kendimizi yeniden tanımlamamıza kadar varabilecek müthiş heyecanlı bir süreç. Tartışmanın kadın doğasına uygun olarak, derinlere indikçe çok boyutlanan, zenginleşen bir fikir alış verişi olacağı açık.

Berza Şimşek: Hayatımın çoğunu erkeklik kaynaklı suçluluk duygusuyla geçirdim. Her şeyin doğrusunu kendisinin bildiğini sanan ve kendinde her şeyi yapma hakkını gören erkeklerle mücadelem sürerken, yıllar süren onaylanmama hali bende suçluluk duygusu yarattı. Biliyorum ki çoğu kadın da taciz, tecavüz, şiddet ile ayrımcılığa uğradığında kendini suçluyor. Ancak suçlu biz değiliz. Suçun bizde olmadığını tüm dünyaya söylememiz gerektiğine inanıyorum, ama öncelikle kendimize... Peki suç kimde derseniz? Suç cinsiyetçi düzende. 'Cesaret bulaşıcıdır!' derler. Umarım benim de bu salgına ufak bir katkım olur.

Çağıl Kasapoğlu: Kadınların varlıklarını kanıtlamaları için haykırmaları gereken bir dönemdeyiz. Birçok Batı ülkesinde yükselen bu çığlıkların 'Doğu coğrafyası'nda daha kısık çıktığı söyleniyor. Ama aslında bu çığlıklar duyulmuyor. Ve haykırmak 'özgür, bağımsız, cesur olmakla' özdeşleştiriliyor. Toplumda zorla veya rızayla benimsetilen rollerin kadınların seslerini özgürce ve daha cesurca çıkarmalarının önünde engel olduğunu biliyoruz. Peki Türkiye'de kadınlar ne kadar özgür? Sesleri ne kadar yüksek çıkıyor? Ve neler anlatıyorlar? Kadınların cinsel taciz tartışmalarıyla çıkan varoluş ve kimlik sürecinin Türkiye'deki yansımasına bakacağız.

İrem Köker: Cinsel taciz, sınıf, yaş, eğitim düzeyinden bağımsız tüm kadınların başına geliyor. Özgecan katledildiğinde biraz başladık konuşmaya. 3 yıl geçti, gündemler çok değişti. Sonra Hollywood geldi. Ve gördük ki, konuşasımız varmış. Kendi aramızda, sosyal medyada anlattık. Geçenlerde çocukları kocası tarafından öldürülen kadının katıldığı programda üç saat kadınlar konuştu. Ne kadar aynı şeyleri yaşamışız ve ne kadar da yalnız değilmişiz. Şimdi bir kez daha #SenDeAnlat diyoruz. Hele bir içimizi dökelim, sonrasını beraber görürüz.

Öykü Altuntaş: Bir jinekolog anlatmıştı: Çiftler cinsel hayatlarıyla ilgili bir sorun yaşadığında, bebek sahibi olamadığında, ilk soru hızla kadın hastalardan gelirmiş: "Çözüm nedir doktor?" Hayatın yakasına böylesine yapışan kadın neden yardımcı role layık görülmüştür, hiç anlayamadım. Kadınların haklarını savunurken birbirlerinden kopuk ve mesafeli olabilmesine de hep şaşırdım. "Mağduriyeti" sözlüğümden çıkardım sonra. Neden mi? Bir kere benim anlatacak daha iyi bir hikayem var! Ama ürkekliğimi de atamadım. Türkiye'de ve dünyada yaşanan kadın hakları tartışmalarına gözümü dikmiştim. Bakıyorum da, yalnız değilmişim. #SenDeAnlat, hikayen ne?

Özge Özdemir: 'Kişisel olan politiktir' şiarıyla kadınların sokaklara çıkmasının üzerinden neredeyse 60 yıl geçti. O zamandan beri cinsiyet eşitliğinin sağlanması bir yana, kadının cinsel kimliğine ilişkin önyargılar keskinleşti, bedensel bütünlüğüne yönelik tehditler şiddetlendi. Kadınlar hâlâ toplumun yarısından daha çok tırnaklarını geçirmek zorunda hayata. Kadının nasıl bir 'kadın' olması gerektiğine ise toplumun yarısı karar veriyor. Hem erkeklerin iktidarını kullanarak sistematik bir şekilde uyguladığı cinsel tacizlere hem de toplumun kadın üzerinde kurduğu hakimiyete başkaldırmanın vakti çoktan geldi.

BBC Türkçe

İlgili Dosyalar:

  1. haber fotoğrafı [JPG] [35.04K]
Share
İlgili Eğitim