Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

STÖ'ler Darbe Girişimine Karşı

15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak STÖ'ler yaptıkları açıklamalarla girişime karşı daha çok demokrasi çağrısı yaptılar. Derlediğimiz açıklamaları aşağıda bulabilirsiniz.

İçerik Alınlık Resmi

15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak STÖ'ler yaptıkları açıklamalarla girişime karşı daha çok demokrasi çağrısı yaptılar. Derlediğimiz açıklamaları aşağıda bulabilirsiniz.

Güncelleniyor...

darbe girisimine karsi sto

İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı

15 Temmuz 2016 günü akşam saatlerinde Türkiye’de bir askeri darbe girişimi gerçekleşmiştir. Bugün itibari ile bu tehlike halen devam etmektedir. Darbe girişimi sırasında oluşan şiddet ortamı ve yaşanan çatışmalar nedeniyle çok sayıda sivil, asker ve polis yurttaşımız yaşamını yitirmiş ve yaralanmıştır. Askeri araçların, savaş uçaklarının şehir merkezinde, özellikle sivillerin yaşadığı alanlarda faal olması dolayısıyla da çatışmaların buralarda yoğunlaşması yurttaşlarda derin kaygı ve korkuya yol açmıştır. Bu arada kimi yurttaşların darbeye karşı demokratik sınırları aşan tepkilerine ve kimi linç girişimlerine de tanık olunmuştur. KısacasıTürkiye, sonu nereye varacağı belli olmayan hızla daha derin bir kaos ortamına sürüklenmektedir.

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) olarak her zaman ve her koşulda demokrasiyi ve insan haklarını savunduğumuzu ve bu en temel ilkesel duruşumuzu kuruluşlarımızdan beri kuvvetli bir şekilde sürdürdüğümüzü yeniden hatırlatmak istiyoruz. Demokrasinin inkârı ve temel hak ve özgürlüklerin ayaklar altına alınması anlamına gelen tüm darbe ve darbe girişimlerini de, bir iç savaş görüntüsü veren şiddet ve linçleri de kınıyor, ayrımsız tüm yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Türkiye’nin böylesi bir kaos ortamına getirilmiş olması demokrasi ve insan hakları sorunlarının çözülememesi ile doğrudan ilgilidir. Siyasal iktidarın demokrasinin çoğulculuk, açıklık ve katılımcılık ilkelerini hayata geçirmemesi, temel hak ve özgürlükleri ve hukukun üstünlüğünü tahrip edici tutum içinde olması, askeri vesayeti yeniden getiren askere dokunulmazlık yasası gibi anti demokratik yasaları yürürlüğe koyması, Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözmek yerine şiddete dayalı politikaları benimseyip Türkiye içinde ve dışında savaş yürütmesi derin bir siyasi ve devlet krizine yol açmıştır.

Ne yazık ki yaşananlar ve ölüm cezasının yeniden gündeme getirilmesi gibi kullanılan kimi söylemler önümüzdeki günlerde olası yaşanabileceklere ilişkin son derece ciddi kaygılar oluşturmaktadır. Şu an içinde bulunduğumuz kaos ortamından çıkışın tek yolu hukukun üstünlüğüne bağlı kalınarak demokrasiyi ve insan haklarını esas alan, ülke içinde ve dışında barış politikalarını içtenlikle uygulamaktır.

Türkiye demokrasi güçleri darbe yönetimlerine ve anti-demokratik uygulamaları giderek artan sivil otoriter yönetimlere karşı gerçek demokrasi için mücadelesini sürdürecektir. İHD ve TİHV olarak yaşanan hak ihlallerinin tespit ve belgelenmesi, onarım ve hukuki süreçlerinde etkin görevimizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha yineliyoruz.

Darbelere ve anti-demokratik yönetimlere hayır!

Aslolan demokrasi ve insan haklarıdır!

 

MAZLUMDER

Seçilmiş hükümete ve siyasete yönelik askeri hiçbir girişimin, güç yoluyla meşru idareyi devirmeye yönelik hiçbir tutumun kabul edilemeyeceğini hatırlatıyoruz. Siyaset kurumuna meşru yollar dışında müdahale eden ve ülkeyi bir kaos ortamına taşıyabilecek adımların, darbe denemelerinin gayrimeşru olduğunu ilan ediyoruz. Hak ve özgürlüklerimizin yönetimi halkın tercihleri dışında bir güç grubuna asla devredilemez.

Halkın emaneti olan silahların halk iradesine çevrilmesi gayrimeşrudur.

Türkiye toplumunu, hiç kimse bir darbe yönetimine mahkum edemez. Bu ülkede özgürlük ve adalet mücadelesi vermiş hiçbir gelenek darbe girişimine boyun eğmeyecektir.

 

Denge ve Denetleme Ağı

Denge ve Denetleme Ağı'na üye sivil toplum örgütleri olarak, halkın iradesinin tüm demokrasilerde belirleyici unsur olduğunu vurguluyoruz. Bu iradeyi dışlayarak onu temsil eden Meclisi devre dışı bırakmayı hedefleyen her türlü darbe girişimine karşıyız.

Ülkemizin ihtiyaç duyduğu ve kurulduğumuz günden bu yana tarafı olduğumuz çoğulcu demokrasinin yerleşmesi, hepimiz için bir gereksinimdir.

15 Temmuz 2016’ da başlatılan darbe girişiminde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımız ve güvenlik güçlerimiz için baş sağlığı diliyoruz.

 

Uluslararası Şeffaflık Derneği

15-16 Temmuz gecesi Türkiye Cumhuriyeti’ne, Anayasa’nın değişmez hükümleri arasında ifadesini bulan “demokratik hukuk devleti”ne ve halkımızın iradesine karşı akıl dışı bir teşebbüs gerçekleşmiştir.

Bu teşebbüsün püskürtülmesi; iktidar ve muhalefet partileri, TSK üst komuta kademesi, emniyet teşkilatı, medya organları ve geniş toplum kesimlerinin darbeye karşı birlikte ve kararlı duruşu sayesinde mümkün olmuştur. Demokrasiye bağlılık için, her koşul altında halk iradesine saygı ön koşuldur!

Darbelerden çok zarar görmüş bir ülke olarak, bu karanlık günden ancak daha çok demokrasi ile çıkarız! İnsan haklarına saygı ve demokratik hukuk devleti ilkeleri bu topraklarda yaşayan herkes için gerekli olup; bize düşen, darbenin ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiği bu ilkelere bağlılığı artan bir kararlılıkla sürdürmektir. Bu talihsiz girişimde rolü olanların sorumluluğunun hukuk çerçevesinde gerçekleştirilmesi, ayrıca olaylar sırasında linç gibi hukuka aykırı davranışlara başvuranların yargılanması ve demokrasinin teminatı olan hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınmasını bekliyoruz.

Bir iç savaş eşiğinden dönerek, çok sayıda yurttaşını kaybeden ülkemize ve halkımıza başsağlığı diliyoruz.

Geçmiş yüzyıllardan miras bir ilkellik artığı olan “darbe” anlayışını ve hâlâ bu demokrasi ve hukuk dışı yönteme başvuranları kuvvetle kınıyor, tüm Türkiye’ye büyük geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

 

Açık Toplum Vakfı

Ülkemiz 15 Temmuz gecesi büyük bir tehlike atlattı. Açık Toplum Vakfı olarak insan haklarına, çoğulcu toplum ilkelerine, iktidarın ancak seçimler ve milli iradenin tezahürü ile el değiştirmesi gerektiği ilkelerine her zaman sahip çıktık ve çıkmaya devam edeceğiz. Yapılan darbe girişimini şiddetle kınıyor, 15 Temmuz gecesi ve takip eden saatlerde yaşanan gelişmelerin ülkemizde insan hakları ve çoğulculuğa dayanan demokratik bir siyasi sistemin pekiştirilmesi için çok önemli bir fırsat oluşturduğunu düşünüyoruz. Darbe girişimine tüm siyasi partilerin ve demokratik kurumların birlikte karşı çıkmaları son derece önemli bir kazanımdır. Bu nedenle yöneticilerimizden başlayarak siyasi kutuplaşmadan, popülizmden uzak, diyaloğa ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir siyasi süreç oluşturmamız için her birimize çok önemli görev ve sorumluluklar düştüğünü düşünüyoruz.

Darbe girişiminde bulunanların, bunu planlayanların ciddi ve titiz biçimde araştırılması, bilgi ve belgelerin kamuoyuna açık bir şekilde sunulması, yasal süreçlerin tamamen hukuk ilkeleri ve prosedürlerinin hakim olduğu bir ortamda yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz.

Hepimize bir kez daha geçmiş olsun der, bütün kayıplarımızın ailelerine başsağlığı diler, açık bir toplumu gerçekleştirmek için ileriye umutla ve akılla bakmamızı temenni ederiz.

Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu

 

Mecliste.org

Demokratik bir sistemde meclis halkın iradesini, kurumlar ise o devletin üzerine oturduğu yapıyı temsil eder. Meclis ve kurumlar bir bütün olarak toplumun birlikte adil ve uyumlu bir şekilde yaşamasını sağlar. Dolayısıyla bunların hepsine veya birine yapılmış saldırı demokrasiye ve halkın iradesine yapılmış demektir.

Mecliste.org olarak, özellikle, seçilmiş milletvekilleri yoluyla halkın iradesinin ortaya çıktığı yer olan Meclisi devre dışı bırakmayı ve ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü darbe girişimine karşı olduğumuzu belirtiyor; demokratik değerlere, kurumlara ve yapılara duyarlı üslup ve tutumun pekiştirilmesine yönelik siyasi sorumlulukların dikkate alınması gereğinin altını çiziyoruz.

15 Temmuz 2016'da gerçekleşen darbe girişiminde hayatını kaybeden vatandaşlarımız ve güvenlik güçlerimizin yakınlarına sabır diliyor, milletimize ve devlet kurumlarına yönelik saldırıların son bulması ve Meclisin tek çözüm adresi olması talebimizi yineliyoruz.

 

Liseli LGBTİ

Liseli LGBTİ olarak yola çıktığımız ilk günden itibaren verdiğimiz mücadele insanlık suçuna, nefretin her türlüsüne ve şiddete karşı verdiğimiz bir mücadeledir. Dünya karanlığa da bürünse, nefret kendini iktidar tekelinde halk eliyle de gösterse, sistematik bir şekilde de saldırsa bütün renklerimizle karşısında duracağımızı ve mücadelemizin rengarenk ve çocukluğumuzla devam edeceğini basın ve kamuoyuna bildiriyoruz.

 

Vicdani Ret Derneği

Askeri darbeler, yaşandığı her coğrafyada, insan hakları ihlallerini de beraberinde getirmiştir. Ordunun silah zoru kullanarak yönetime el koyduğu her yerde, şiddet daha da kurumsallaşmış ve darbeye tanık olan toplumlar bir şiddet sarmalı içerisine sıkıştırılmıştır. 15 Temmuz akşamından bu yana, yaşadığımız topraklarda tanık olduğumuz süreç de, bu şiddet sarmalının bir benzerini deneyimlememize sebep oluyor. Bir yandan “Yurtta Sulh Konseyi” ile birlikte askeri darbe senaryoları uygulamaya konulurken, bir yandan da buna karşı AKP iktidarının giriştiği sözde “demokratik hamleler” gündemde.

Bu denklem, AKP’nin gücü tek elde toplayarak iktidarı daha da merkezileştirmesine, totaliter yöntemleri arttırarak uygulamasına olanak sağlayacaktır. Bu sürecin devamında kolluk güçleri, bizatihi iktidar tarafından doğrudan kontrol altına alınabilecek; “demokratikleşme” adı altında faşizm ve militarizm daha da kurumsallaştırılacaktır.

Dün akşam, Erdoğan iktidarına karşı girişilen darbe sırasında sokağa çıkan insanların üzerine kurşun yağdırılmış ve sayısız kişi öldürülmüştür. Öte yandan iktidar “darbenin halk tarafından püskürtüldüğünü” söylüyor olsa da, sokağa çıkanların söylemlerine bakılınca, dün akşamdan bu yana iktidar tarafından sokağa yapılan çağrılar ve bu çağrılara uyarak sokaklara çıkanlar, bir demokratikleşme hamlesinden öte, faşist bir mobilizasyonun en somut halidir. Dün Erdoğan’ın sıklıkla söylediği “Ben Başkomutanım” cümlesi, militarizmin ve militarist kültürün daha da perçinlenmesine zemin olmuştur.

Zorunlu askerlik yasası gereğince emir altında olan askerler, Kürdistan’da katliam yapar ve şehirleri yıkarken “kahraman”, orada öldüklerinde “şehit” ilan edilirken; aynı emir-komuta zinciri altında darbe hareketinin içerisinde yer aldıktan sonra yakalanan veya teslim olan zorunlu askerler, sokaklarda lince ve işkenceye maruz kaldılar. Medyada, kafası kesilen asker fotoğrafları yer alıyor. Ölmeyi ve öldürmeyi reddeden vicdani retçiler, “emre itaatsizlik” suçlamalarıyla yargılanırken, üstlerinin emirlerine itaat eden askerler şimdi vatana ihanet suçlamasıyla karşı karşıyalar.

İçinden geçmekte olduğumuz bu süreçte, elbette ki askere gitmemek, eline silah almamak önemlidir; ancak ne yazık ki yeterli değildir. Dün gece Atatürk Havalimanı’nda “Vur de vuralım, öl de ölelim!” diyenler, sözde “demokratik” bir amaçla sokağa çıkıp linç kültürünü örgütleyenler, “Kan dökenleri tebrik ediyorum” diyen politikacılar; militer ve para-militer bir şiddet sarmalının açıkça uygulamaya konulduğunu göstermektedir.

Bu süreçte biz vicdani retçilere düşen, bir yandan eline silah almayı ve zorunlu askerliği reddetmek, bir yandan da sıkıştırılmak istendiğimiz bu şiddet sarmalına ve militarist dayatmaya karşı direnmektir.

 

Kadın Adayaları Destekleme Derneği

Ülkemize ve demokrasimize sahip çıkıyoruz.

15 Temmuz gecesi yaşadığımız darbe girişimini ve yüce Meclisimizin bombalanmasını lanetliyoruz.

Olaylar sırasında hayatını kaybeden yurttaşlarımızın ailelerine başsağlığı diliyoruz.

Gerçek demokrasinin hüküm sürdüğü, her bir vatandaşın kendini hukuk devleti çatısı altında güvende hissettiği, bireysel hak ve özgürlüklerin korunduğu, kutuplaşmaların son bulduğu bir Türkiye için birlik, beraberlik ve sağduyu çağrısı yapıyoruz.

 

İlgili Dosyalar:

  1. darbe girisimine karsi sto [JPG] [331.14K]
Share
İlgili Eğitim