Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu'nun (KEİG) yayınladığı bilgi notuna göre bir yıl önce çalışan her yüz kadından 16’sı iş yaşamından çekildi. Bu oran erkeklere göre dört kat daha yüksek.
Araştırmada en çok sanayi sektöründe çalışan kadınların iş yaşamından çekilip evine döndüğü bulgusuna erişirken, kadın-erkek arasında iş yaşamından çekilme oranı bakımından en büyük fark ise 25-34 yaş grubunda oldu.
Bilgi notunda öne çıkan bazı önemli noktalar şöyle:
– İş yaşamından en yüksek oranda çıkan grup genç kadınlar. Erkekler daha çok çırak/stajyer, eğitim ve öğretim nedeniyle işlerini bırakırken; genç kadınların yüzde 71’i ev işleri, çocuk, hasta ve yaşlı bakımı nedeniyle iş yaşamından çıkıyor.
– Kadın erkek eşitsizliğine ilişkin iş yaşamından çekilme oranı bakımından en büyük fark 25-34 yaş grubunda. Bu yaş grubundaki her yüz kadından 14’ü işgücü dışında kalırken bu rakam erkeklerde yüzde 1’i bile bulmuyor. Genellikle çocuk doğurma ve bakım ihtiyacını karşılama amacıyla bu yaş grubu iş yaşamından çekilmek zorunda kalıyor.
– Okur-yazar olmayan her dört kadından biri iş hayatının dışında kalırken bu oran aynı eğitim düzeyindeki erkeklerde yüzde 12.
– Sosyal güvence çalışma yaşamından çekilme bakımından çok kritik. Güvencesiz çalışma hem kadın hem de erkeklerin işgücü dışına çıkma riskini arttırıyor, ancak kadınlardaki etkisi çok daha belirgin.
– Sosyal güvenceden yoksun çalışan her yüz kadından 23’ü bir sonraki yıl işgücü dışında kalıyor. Erkeklerde bu oran yüzde 8. Kadınlar güvenceli bir işte çalışıyor olsalar dahi işten çekilme oranı erkeklere kıyasla dört kat daha yüksek.
– Kadın çalışanların sahip olduğu meslekler arasında en üst sıralarda yer alan sanatkârlar, nitelik gerektirmeyen işler, hizmet ve satış elemanlığı gibi meslekler aynı zamanda işgücü dışına çıkma riskinin de yüksek olduğu meslekler.
– Evde bakıma ihtiyaç duyan çocuk sayısı üç ve daha fazla olan iki yetişkinli hanelerde yaşayan kadınların iş yaşamını bırakma oranı diğerlerine göre en yüksek düzeyde. Türkiye’de ev içinde eşitsiz işbölümü, çocuk bakım hizmetlerinin yetersiz olması ve işgücü piyasasının cinsiyetçi yapısı kadınların aleyhine sonuçlar doğuruyor.
– Çalışan kadınların çoğunlukla kadın işlerini içeren mesleklerde yoğunlaşması, cinsiyete dayalı meslek ayrımı, onların iş bulmakta zorlanmasına, yüksek işsizlik oranlarına ve işgücünün dışına çıkmalarına yol açıyor.
Bilgi notunun tamamına ulaşmak için tıklayın.
İlgili Dosyalar:
- BAŞLIK YOK [JPG] [19.51K]