Ana içeriğe atla
Image
Haber yatay görseli
Share

Erişilebirlikte 10 yıl 7 Temmuz'da doluyor, engelliler dava açmaya başlıyor

Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği diyor ki: "Engelliler, bakım yapan kişiler ve yaşlılar olarak Evlerde haps olmak değil eşit yaşam hakkı istiyoruz. Bir arada bağımsız yaşam istiyoruz."

Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği diyor ki: "Engelliler, bakım yapan kişiler ve yaşlılar olarak Evlerde haps olmak değil eşit yaşam hakkı istiyoruz. Bir arada bağımsız yaşam istiyoruz."

Engellilerin eğitim, iş ve sosyal hayata eşit ve bağımsız katılabilmesi için birinci şart mimari ve fiziki engellerin kaldırılmasıdır. Türkiye’de akülü ve tekerlekli sandalye kullanan, görme engelli, işitme engelli ve 75 yaş üzeri kişiler olmak üzere Erişilebilirlik düzenlemelerine ihtiyacı olan 10 milyona yakın vatandaş vardır. 1 / 7 / 2005’te çıkan 5378 sayılı Engelliler Kanunu erişilebilirlik maddelerinde TSE standartlarını uygulama zorunluluğu getirmiştir.  Kanun yayınlandıktan sonra yapılacak tüm mimari yapı ve çevre engelsiz erişilebilir evrensel tasarım ilkelerine göre yapılacaktı. Tüm toplu taşıma araçları erişilebilir olacaktı. Eski uygulamaların doğru şekilde düzenlenmesi için de 7 yıl süre verildi. 7 Temmuz 2012’de 7 yıllık sürenin dolmasına birkaç gün kala milletvekillerinin verdiği önerge ile süre 3 yıl daha uzatıldı ve bugün 7 Temmuz 2015. Yani o uzatma süresi de doldu.

Geçen 10 yıla rağmen maalesef hala değişen bir şey yok. Kamu binaları ve belediyeler eskileri düzeltmedikleri gibi 2005 yılından bu yana yaptıkları yaya yolları ve binaları da engellerle dolu yaptılar. Yapılan az sayıda düzenleme de yanlış yada göstermelik yapıldı. Halkın parası boşa harcandı. Engellileri ve bakım yapan kişileri evlerde hapsederek ayrıcılık yaptılar. Geçen 10 yılda çok konuşuldu, projelendirildi ancak istisnalar dışında gerekenler yapılmadı. Kanunu uygulamakla yükümlü kamu görevlileri halkın parasından aldıkları maaşların hakkını vermeyerek görevlerini SÜİSTİMAL ettiler.

3 yıllık uzatma süresinde kurulup görevlendirilen Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonları da toplantı ve konuşma yapmaktan öteye gidemedi.  Zira bu komisyonlar da yasayı uygulamayan kamu görevlilerinden oluşturulmuştu.  Komisyonlar ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ceza kesme yetkisini kullanmadı.  Belediye görevlileri ise “ceza kesilse de bir şey olmaz, nasıl olsa belediye devlete ceza ödemez” anlayışında davrandılar.

Milli Eğitim Bakanlığı okullarda mimari engelleri kaldırmadı. Anne babalarının sırtında taşınmadıkları sürece engelli öğrenciler hala okula gidemiyor.  Çalışma Bakanlığı kamu ve özel sektörde mimari engelleri kaldırmadı, iş yerleri engellerle dolu olduğu için istihdam sorunu çözülemiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ibadethanelerde engelleri kaldırmadı, engelliler camilere giremiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı engellerin kalkması için çalışmalar yapmadı, TOKİ bile erişilebilir standartlara uymuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı turizm tesislerinde gerekenlerin yapılmasını sağlamadı, engelliler tatil yapamıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı tesislerde erişilebilirlik standartlarına uymadı, engelliler spor alanlarından faydalanamıyor. Yüksek Öğrenim Kurumu mimari düzenlemeleri yapmadı, engelli öğrenciler üniversitelere giremiyor.İçişleri Bakanlığı kanunların emrettiği denetimleri yapmadı. Belediyelerin her yılın sonunda bildirmesi gereken erişilebilirlik raporlamamalarını hazırlamadıkları halde bir yaptırımda bulunmadı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 3 bine yakın belediyesi olan ülkemizde 4000 üst düzey çalışana eğitim verdi ancak değişen bir şey olmadı Bütçe ve stratejik planlarında engelsiz erişilebilir mimari düzenlemeler için ödenek ayırması gereken belediyeler, bunu yapmadıkları gibi,  oy toplayabilmek için toplumun engelli olmayan kesiminin acıma duygularına yönelerek, engellileri acınacak zavallılar olarak gösteren içerikteki reklamlara bütçe ayırıp “engellileri düşünen duyarlı belediye " algısı oluşturmayı hedeflediler. Sadece belediyeye muhtaçlığı arttıran yardım kökenli hizmetler sundular. Şehir merkezlerinde, sahillerde, park alanlarında Engellilerin kullanabileceği tuvaleti olan belediye sayısı sadece 2 dir. Belediyeler engellilere tekerlekli sandalye dağıtıyor, dağıtılan sandalyeleri kullanacak yaya yolunu ise yapmıyorlar. Belediyeler engellileri yok saymak istemektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın eşit yaşam hakkını düzenleyen 10.maddesinden, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nden ve 5378 sayılı Engelliler Kanunu’ndan elde ettiğimiz HAKLARI kullanmak,  yukarıda özetlediğimiz tüm bu GÖREVİ SUİSTİMAL’lere ve AYRIMCILIKLARA dur demek için suç duyurusunda bulunduk. Türkiye’nin her yerinden arkadaşlarımız da bireysel olarak suç duyurusunda bulunacaklardır.

Türkiye’de büyükşehir belediyeleri arasında doğru uygulamalar yapan ve toplu taşıma konusunda araçlarının çoğunu erişilebilir yapan tek belediye İstanbul Büyükşehir Belediyesidir. İlçe belediyeleri arasında ise yaptığı uygulamayı doğru yapan belediye Beylikdüzü Belediyesidir.

Mimarlar doğru çizer, mühendisler doğru uygular, belediyeler de doğru denetlerse mimari engeller ortadan kalkacaktır. Hayat bir arada yaşayınca güzeldir. Engelliler evde hapsolmadan, başkasının yardımına muhtaç olmadan bağımsız halde hayata katılmak istiyorlar. Toplum engellileri acımayı ve ötekileştirmeyi bırakıp eşit yaşam hakkına saygı duymalıdır. Tüm ilgililere, görevli sorumlulara ve halkımıza duyururuz.

Saygılarımızla,
Adem Kuyumcu           

İlgili Dosyalar:

  1. BAŞLIK YOK [JPG] [760.56K]
Share
İlgili Eğitim