Ana içeriğe atla
Image
Haber yatay görseli
Share

Amasya, Çorum, Tokat ve Samsun'dan Örgütler Ağ Oluşturma Toplantısı İçin Ankara'daydı

Samsun’da çalışma yürüten Karadeniz Yeni Ufuklar Derneği, İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından finanse edilen "Birlikte Güçleniyoruz" projesi kapsamında STGM’nin organizasyonuyla Ankara’da bir ağ oluşturma toplantısı düzenledi.  28 Ocak Pazartesi günü 33 STÖ temsilcisinin katıldığı toplantıda Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki sivil destekleri, T.C Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı ve STGM’nin çalışmaları konusunda bilgi verildi. 

Samsun’da çalışma yürüten Karadeniz Yeni Ufuklar Derneği, İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından finanse edilen "Birlikte Güçleniyoruz" projesi kapsamında STGM’nin organizasyonuyla Ankara’da bir ağ oluşturma toplantısı düzenledi. 

28 Ocak Pazartesi günü 33 STÖ temsilcisinin katıldığı toplantıda Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki sivil destekleri, T.C Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı ve STGM’nin çalışmaları konusunda bilgi verildi. 

Amasya, Çorum, Tokat ve Samsun'da hak temelli faaliyet yürüten 33 sivil toplum örgütü temsilcisiyle  bir araya gelinen buluşmada Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’ndan Stefano Calabretta, T.C Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı’ndan Duygu Yardımcı, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı’ndan Cengiz Çiftçi ve Merve Kartal, Techsoup Türkiye Koordinatörü Utku Akdere, Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Umut Güner ve STGM  proje koordinatörleri Hakan Ataman, Öyküm Bağcı ve Tuğçe Bahadır yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Buluşmada katılımcıları STGM adına Yönetim Kurulu üyesi Umut Güner selamlarken, Güner STGM’nin kuruluş öyküsünü anlattı ve çalışmaları halkında bilgi verdi.

“Örgütlere uzmanlık desteği sunacağız”

Güner’in ardından söz alan Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Katılım Hakkı ve Örgütlenme Özgürlüğü Proje Koordinatörü Hakan Ataman ilk olarak projeyi tanıttı. Sivil toplum örgütlerinin katılım hakkı ve örgütlenme özgürlüğüyle ilgili kapasitelerinin güçlendirilmesi için çalışma yürüttüklerini söyleyen Ataman, önümüzdeki günlerde hayata geçirilecek kurumsal koçluk programı hakkında da bilgi verdi.

“Örgütlerin kapasitelerini geliştirmek hedefiyle kurguladığımız ‘Kurumsal Koçluk’ programını yakın zamanda ilan edeceğiz.  Örgütlerin ihtiyaç duyduğu konularda örgütlere uzmanlık desteği sunacağız.” diyen Ataman, Kamu- STK diyaloğunu geliştirmek için de çeşitli atölye çalışmaları düzenleneceğini aktardı.  

“Bu modelin yaygınlaşmasını diliyoruz”

Avrupa Birliği tarafından desteklenen bir alt hibe programı olan BİRLİKTE: Yerel STÖ’ler için Kurumsal Destek Programı Proje Koordinatörü Tuğçe Bahadır projeyi tanıtırken, programın örgütlerden gelen ihtiyaç ve talepler doğrultusunda hazırlandığını anlattı.

BİRLİKTE’nin, bugüne kadar yedi farklı hibe programı yürüten STGM’nin sadece hibe deneyimlerinden değil bütün kapasite geliştirme deneyimlerinden de beslenerek hazırlandığını söyleyen Bahadır, “Teknik destek mekanizmasının ötesinde bir rehberlik desteğiyle tasarlanan modelin örnek teşkil ederek yaygınlaşmasını diliyoruz” dedi.

“Alanda ve Yereldeyiz”

Geçtiğimiz Ocak ayında çalışmalarına başlayan STÖ Kaynak Merkezi Projesi’nin koordinatörü Öyküm Bağcı da STGM’nin uzun yıllardır alanda biriken deneyiminin Kaynak Merkezi Projesi’nde buluştuğunu söyledi.

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen STÖ Kaynak Merkezi’ni “Alanda olduğumuz ve yerelde STÖ’lerle buluştuğumuz bir proje. Bütün kapasite güçlendirme faaliyetlerinin bir proje altında toplanmış hali.”  sözleriyle anlatan Bağcı, konuşmasında projenin çalışmalarını özetledi.

 

Örgütsel ve dijital kapasite güçlendirme eğitimlerinin projenin en önemli araçlarından bir tanesi olduğunu ifade eden Bağcı, örgütlerin ihtiyaç duyduğu başlıklarda eğitim desteği sunulduğunu aktardı. İlk yılını tamamlayan projenin önümüzdeki dönemde daha çok bölgesel eğitimlerle örgütlerle buluşacağını söyleyen Bağcı, Destek Noktası aracılığıyla da her zaman örgütlerin yanında olduklarını söyledi.

“Amacımız örgütlere can suyu olmak”

Buluşmaya T.C Dış İşleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı’nı temsilen katılan Proje Uygulama Başkanlığı’nda görevli uzman Duygu Yardımcı Başkanlığın en önemli çalışmalarından birisinin Avrupa Birliği’ne sivil toplumu sektör olarak kabul ettirmek olduğunu söylerken “Artık tarım, enerji, çevre ve enerji alanlarına ek olarak sivil toplum alanı destekleniyor ve sivil topluma daha fazla kaynak aktarılabiliyor” diye konuştu. Başkanlığın sivil toplum örgütlerinin kapasitesini güçlendirmek, yasal mevzuat çalışmalarını desteklemek, Kamu-STK ilişkilerini güçlendirmek ve sivil toplum kuruluşları arasında diyaloğu geliştirmek üzere dört önceliği olduğunu anlatan Yardımcı, “Amacımız sivil toplum kuruluşları kendi ayakları üzerinde duracak mekanizmaları oluşturana kadar onlara bir can suyu olmak” dedi.

Konuşmasında Türkiye’deki sivil toplum aktörlerine büyük görev düştüğünü ve deneyim aktarımının çok önemli olduğunu vurgulayan Yardımcı, “Hibe verdiğimiz projeleri yürüten derneklerle o alanla ilgili dernekleri eşleştirmek, bu deneyimleri paylaşılmasını istiyoruz.” diye konuştu.

Yardımcı konuşmasında bahar aylarında STK’lar arası diyalog ve kapasite geliştirme amaçlı iki yeni çağrının olacağının da haberini verdi.

“Üçüncü taraflara destek programını önemsiyoruz”

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nu temsilen buluşmaya katılan program koordinatörü Stefano Calabretta konuşmasında Avrupa Birliği’nin sivil topluma destek amaçlarını aktarırken, Türkiye’de uygulanan katılım öncesi mali yardım aracı (İPA) ve Demokrasi ve İnsan Hakları İçin Avrupa Aracı (DİHAA)’nı tanıttı.  Avrupa Briliği Türkiye  Delegasyonu’nun çalışmaları hakkında bilgi veren ve ‘amiral program’ olarak tanımladıkları Sivil Toplum Diyaloğu, Sivil Düşün, Birlikte ve DİHAA programlarını anlatan Calabretta, Avrupa Birliği’nin bir süredir farklı bir yöntem izlediğini ve bu yöntem değişikliğiyle de AB desteklerinin deneyimli ve ulusal ölçekte çalışan/ çalışabilecek konsorsiyumlar aracılığıyla örgütlere dağıtıldığını aktardı. Bu durumun daha işlevsel olduğunu aktaran Calabretta, bu sayede daha fazla örgüte ulaştıklarını söyledi.

“Üçüncü taraflara destek programını önemsiyoruz. Bunun en yakın örneklerinden biri de STGM’nin uyguladığı BİRLİKTE” diyen Calabretta, bu alt-hibe programları aracılığıyla özellikle yerel örgütlerden gelen dil şikâyetlerinin de önüne geçilebildiğini söyledi.

Konuşmasında önümüzdeki dönem verilmesi planlanan desteklerden söz eden Calabretta, 2019 içinde ‘Sivil Düşün Programı’nın dördüncü fazının ve ‘Sektör Bazında Ağlar ve Platformlar Hibe Programı’nın hayata geçirilmesinin planlandığını belirtti.

“Yerel örgütleri önceliklendiriyoruz”

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun hayata geçirdiği Sivil Düşün Programını temsilen buluşmaya katılan  takım lideri Cengiz Çiftçi, programın katılımcı planlama örneklerinden biri olarak yerel örgütlerden gelen talepler üzerine tasarlandığını söylerken, programın bir hibe değil  bir destek programı olduğunu vurguladı.

Sivil Düşün’ün ihtiyaçlara göre yenilenen ve değişen bir program olduğunu ve yerel örgütleri önceliklendirdiklerini söyleyen Çiftçi, amaçlarının özellikle hak temelli çalışmaları desteklemek bu yaygınlaştırmaya destek olmak olduğunu vurguladı.

Sivil Düşün Yardım Masası uzmanı Merve Kartal da dört farklı kategoride verilen Sivil Düşün  desteklerinin ayrıntıları hakkında bilgilendirme yaparken, örgütlerin desteklere ulaşma yollarını da anlattı.

Buluşmanın son oturumunda ise Techsoup Türkiye Koordinatörü Utku Akdere sivil toplum örgütlerine yazılım desteği sunan bağış programı Techsoup hakkında bilgi verdi ve örgütlerin programdan nasıl yararlanabileceğini anlattı.

İlgili Dosyalar:

  1. BAŞLIK YOK [JPG] [1.81M]
  2. BAŞLIK YOK [PNG] [2.60M]
  3. BAŞLIK YOK [JPG] [1.99M]
  4. BAŞLIK YOK [JPG] [1.81M]
  5. BAŞLIK YOK [PNG] [2.92M]
  6. BAŞLIK YOK [JPG] [2.44M]
  7. BAŞLIK YOK [JPG] [2.43M]
  8. BAŞLIK YOK [JPG] [2.51M]
  9. BAŞLIK YOK [JPG] [2.37M]
Share
İlgili Eğitim